Endonezya içindeki baik ne anlama geliyor?
Endonezya'deki baik kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte baik'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki baik kelimesi iyi, hoş, nefis anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
baik kelimesinin anlamı
iyinoun Bila anda ingin belajar bahasa dengan baik, pelajarilah sendiri. Bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendiniz öğrenin. |
hoşadjective Tom adalah orang yang baik. Tom hoş bir kişi. |
nefisadjective Ini sari apel beralkohol terkuat dan terbaik yang bisa dibeli atau dicuri Bu gördüğünüz parayla satın alabileceğiniz veya çalabileceğiniz en sert, en nefis alkollü elma şarabı |
Daha fazla örneğe bakın
Baik, maksudku itu tak kan lama, karena cuma memampatkan setengah berkas sialan itu. Peki, uzun sürmez nasılsa lanet dosyanın sadece yarısını sıkıştırmış. |
Kau harusnya membuat pilihan yang lebih baik. Daha iyi seçimler yapabilirdin. |
20 Setelah saudara menyampaikan khotbah, dengarkan baik-baik nasihat lisan yang diberikan. 18 Nasihat edenin sana kürsüden verdiği nasihatleri dikkatle dinle. |
anak baik hati itu dijebak, dia pasti menderita. O iyi kalpli çocuğa çamur atıldı, ne kadar acı çekiyordur kim bilir. |
Dia adalah pemain bass di band pernikahan terbaik di tiga negara bagian. Üç eyalet içindeki en iyi düğün grubunda bas çalıyor. |
Aku punya hal yang baik terjadi dengan Rachel, 2.062 dan saya ingin melihat bahwa melalui. Rachel ile işler yolunda gidiyor ve ben de böyle devam etmesini istiyorum. |
Kami akan memperbaikinya. Bunu tamir edeceğiz. |
8 Melalui satu orang Gembala-Nya, Yesus Kristus, Yehuwa mengikat suatu ”perjanjian damai” dengan domba-domba-Nya yang diberi makan dengan baik. 8 Yehova, tek Çobanı Mesih İsa vasıtasıyla, en iyi şekilde beslenen koyunlarıyla bir barış ahdi kesiyor. |
Namun suatu pemilihan umum diadakan; seorang pria yang baik menang. Fakat bir seçim yapılır; iyi bir adam bu seçimi kazanır. |
Dengan demikian, banyak orang yang tulus mendengar kabar baik dan mulai mempelajari Alkitab. Böylelikle birçok samimi insan iyi haberi duydu ve Mukaddes Kitabı tetkik etmeye başladı. |
(1 Samuel 25:41; 2 Raja 3:11) Orang tua, apakah kalian menganjurkan anak-anak dan remaja kalian untuk dengan ceria melakukan tugas apa pun yang diberikan kepada mereka, baik di Balai Kerajaan maupun di tempat kebaktian? Samuel 25:41; II. Kırallar 3:11) Ana babalar, küçük ve ergenlik çağındaki çocuklarınıza –ister İbadet Salonunda, isterse de çevre veya bölge ibadeti yapılan bir yerde– herhangi bir görev verildiğinde, bu görevi sevinçle yerine getirmeleri için onları teşvik ediyor musunuz? |
Baiklah. Pekala. |
Dia ikut ujian S.A.T. tiga kali demi hasil yang lebih baik. Akademik Yeterlilik Sınavı'na üç kez girdi çünkü daha iyisini yapabileceğini düşündü. |
Suami beriman yang senantiasa mengasihi istrinya, baik dalam masa senang maupun susah, membuktikan bahwa ia benar-benar mengikuti teladan Yesus yang mengasihi dan memperhatikan sidang. İyi günde kötü günde eşlerini sevmeye devam eden imanlı kocalar, cemaati seven ve onunla ilgilenen Mesih’i tam olarak örnek aldıklarını gösteriyorlar. |
Merasa benar-benar baik untuk kembali. Geri dönmek gerçekten çok güzel hissettirdi. |
Baik, baik. İyi, iyi. |
Kau memotret semua orang Untuk menunjukkan kalau kau orang yang sangat baik? Herkesin fotoğrafını çekerek ne kadar iyi bir insan olduğunu mu göstermeye çalışıyorsun? |
Aku tahu itu tampaknya tidak seperti itu, tapi aku benar-benar salah satu dari orang-orang yang baik. Öyle görünmediğini biliyorum ama ben iyi olanlardanım. |
Jadi, apa yang aku katakan adalah, hiduplah dengan baik, aku mohon. Yani söylemek istediğim güzel bir hayat yaşa, lütfen. |
Di pihak lain, melakukan terlalu banyak hal yang baik pun dapat menghambat produktivitas dan merusak. Diğer taraftan iyi bir şeyin bile fazlası zarar verebilir ve beklenen sonucun aksini doğurabilir. |
Yeah, ini akan baik-baik saja. Evet, her şey yoluna girecek. |
Hal itu mencakup maju sbg pemberita kabar baik yg matang dan efektif. Buna iyi haberin olgun ve etkili bir vaizi olarak ilerlemek de dahildir. |
Apakah lampu, karet penyeka, klakson, sabuk pengaman, dan jendela berfungsi dengan baik? Lambalar, silecekler, korna, emniyet kemerleri ve pencereler çalışıyor mu? |
Dan bangunan ini mungkin contoh terbaik yang kita punya di Los Angeles dari arsitektur makhluk luar angkasa purba. Ve bu belki de Los Angeles'ta sahip olduğumuz en iyi dünya dışı antik mimari örneğidir. |
8 Mengenai apa yang disediakan, Alkitab memberi tahu, ”Allah melihat segala yang dijadikanNya itu, sungguh amat baik.” 8 Mukaddes Kitap, insana sağlanan şeyler hakkında şunları der: “Allah yaptığı her şeyi gördü, ve işte, çok iyi idi.” |
Endonezya öğrenelim
Artık baik'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.