Endonezya içindeki berbincang ne anlama geliyor?
Endonezya'deki berbincang kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte berbincang'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki berbincang kelimesi tartışmak, konuşmak, görüşmek, müzakere, tartışma anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
berbincang kelimesinin anlamı
tartışmak(deliberate) |
konuşmak(speak) |
görüşmek(confer) |
müzakere(deliberate) |
tartışma(deliberate) |
Daha fazla örneğe bakın
Dengar, aku ingin disini dan berbincang tapi aku sedikit terlambat dan aku harus mengantarkan hadiah. Kalıp sohbet etmek isterdim ama gecikiyorum ve bütün bu hediyeleri teslim etmem gerekiyor. |
Sering kali, ini dimulai dng keramahtamahan untuk mengajak orang lain berbincang-bincang. Bunun için bir kişiyle dostça bir sohbete başlamak çoğu zaman yeterlidir. |
Kami berbincang-bincang hingga larut malam. Gece geç saatlere kadar konuştuk. |
Sewaktu mereka berpisah, wanita itu mengatakan, “Anda dan saya akan berbincang-bincang lebih banyak mengenai hal ini.” Birbirlerinden ayrılırken, kadın, “Sen ve ben bu konu hakkında daha çok sohbet edeceğiz” dedi. |
BAGI penduduk Tuvalu, yaitu kepulauan yang tingginya hanya empat meter di atas permukaan laut, pemanasan global bukan sekadar bahan perbincangan para ilmuwan, melainkan ”kenyataan hidup sehari-hari”, kata surat kabar Herald. DENİZDEN en fazla 4 metre yüksekte olan bir grup adadan oluşan Tuvalu’daki insanlar için küresel ısınma, soyut bir kavramdan çok “her gün yüz yüze geldikleri bir gerçek” (Herald). |
Aku berharap kita bisa berbincang. Sohbetimizi iple çekiyorum. |
Maka, langkah terbaik Anda adalah mencari suatu pokok persesuaian sebelum memperbincangkan masalah-masalah yang dipertentangkan. Yapacağınız en iyi hareket, çatışma konusunu konuşmadan önce, onun haklı olduğu bazı noktaları bulmaktır. |
Henrik, terakhir kali kita berbincang, kamu bilang ingin menjadi unik. Henrik, geçen sefer konuştuğumuzda,... daha özgün biri olmak istediğini söylemiştin. |
Kebetulan, kami baru berbincang mengenai membuat perusahaan kriminal. Biz de tam suç girişimlerimizi güçlendirmeyi düşünüyorduk. |
Kawan, aku ingin tinggal dan berbincang, tapi aku harus mencari pohon ini. Beyler, kalıp sohbet etmek isterdim ama ağacı almak zorundayım. |
Perbincangan ringan. Küçük, önemsiz şeyler. |
Bisakah kita berbincang beberapa menit? Konuşabilir miyiz? |
Kau berbincang dengannya? Onunla muhabbet mi ettin? |
Dan pelajar menengah atas yang tengah belajar bahasa Inggris di Klub Foko mendadak menemukan diri mereka berbincang dengan pemirsa internasional tentang demonstrasi, kekerasan, semua yang terjadi di negeri ini. Ve lise öğrencileri Foko Kulüp sayesinde bloglamayı öğreniyordu birden kendilerini uluslararası dinleyicilerle konuşurken buldular gösterilerle, zorbalıklar hakkında, bu ülkede devam eden herşeyle. |
/ Terucap saat berbincang. Laf arasında söyleyiverdim. |
Setelah beberapa kali berbincang-bincang, Jaklina menganjurkan sepupunya Susanna untuk menyelidiki Alkitab. Bir kaç görüşmeden sonra Jaklina, arkadaşı Susanna’yı Mukaddes Kitabı incelemeye teşvik etti. |
Tuan-tuan, ada tempat untuk kita berbincang? Beyler, konuşabileceğimiz bir yer var mı? |
Setelah bincang-bincang yang sopan dengan wanita lansia, seorang perdana menteri, yang tidak menyadari bahwa mikrofonnya masih menyala, menyebut wanita itu picik dan mengeluh bahwa para staf semestinya tidak membiarkan dia mendekatinya. Bir ülkenin başbakanı yaşlı bir kadınla nazikçe sohbet etti. Fakat hemen sonrasında yakasındaki mikrofonun hâlâ açık olduğunu unutan başbakan, kadının dar görüşlü biri olduğunu söyledi ve adamları onu kendisinden uzak tutmadığı için yakındı. |
Saya penasaran apa yang paman-pamanmu bincangkan dengan Stan. Amcaların Stan'e ne diyorlar acaba. |
Aku berusaha menghindari perbincangan mereka. Genelde bu tür tartışmalardan kaçınırım. |
Kesepakatan berbagi penemuan ilmiah akan terjadi selagi Rusia dan Cina berbincang dengan PBB. Bilimsel keşifleri paylaşma anlaşması bu akşam olası duruyor, Rusya ve Çin de Birleşmiş Milletler'deki konuşmalara katılıyor. |
’Pernahkah saya tanpa sengaja menyampaikan kesan bahwa saya tidak punya waktu untuk berbincang-bincang dengan anak remaja saya? ‘Farkında olmadan çocuklarımda onlarla konuşamayacak kadar meşgul olduğum izlenimi uyandırıyor muyum? |
Berbincang-bincang dengan orang asing di dekat api unggun. Ateşin önünde bir yabancıyla laklak etmek falan. |
Lalu dia dan aku akan berbincang. Daha sonra onunla küçük bir konuşma yapacağım. |
Senang bisa berbincang seperti tadi. Bu konuyu konuştuğumuza çok memnun oldum. |
Endonezya öğrenelim
Artık berbincang'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.