Endonezya içindeki berkeringat ne anlama geliyor?
Endonezya'deki berkeringat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte berkeringat'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki berkeringat kelimesi terlemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
berkeringat kelimesinin anlamı
terlemekverb Lihat, itu lucu bagaimana bisa berkeringat Mengerjakan mesin es. Bir buz makinesini yaparken bu kadar terlemek normal olamaz. |
Daha fazla örneğe bakın
Dilihat dari kejauhan, pigmen tersebut membuat binatang itu tampak berkeringat darah. Uzaktan bakınca, kızıl pigmentler nedeniyle hayvanın teri sanki kan damlaları gibi görünür. |
Kau berkeringat bagai manusia, Kak. İnsan gibi terliyorsun, kardeşim. |
Niko, kau berkeringat. Niko, ter içinde kalmışsın. |
Setidaknya hidungmu tidak berkeringat. En azından burnun terlemiyor. |
Latihan yang semanga membuatmu berkeringat. Hareketli egzersiz seni terletir. |
Dan jangan cemas, Ibu akan menghilangkan bagian berkeringatnya. Ve endişelenme, terli göründüğün kısımları sileceğim. |
Ya, Ritchie, jangan sampai berkeringat. Evet, Ritchie, çok da kafaya takma. |
Maaf, hanya membiarkan berkeringat sedikit. Kusura bakma, sadece ter atıyordum. |
Kalian semua berkeringat. Çok terlisin. |
Dan berkeringat berarti minum! Ve terlemek demek, içmek demek! |
Apa malaikat juga berkeringat? Melekler terler mi? |
Jantung Anda mungkin akan berdegup kencang, Anda mungkin akan bernafas lebih cepat, mungkin sampai berkeringat. Kalbiniz daha hızlı çarpabilirdi nefes alışınız hızlanabilirdi ya da kan ter içinde kalabilirdiniz. |
Tidak ada yang meminta ku untuk menari karena aku memiliki tangan yang berkeringat. Kimse beni danslara davet etmiyor çünkü ellerim çok terliyor. |
Selang beberapa saat saya mulai berkeringat. Gökyüzünde hiç bulut olmazdı ve bir süre sonra terlemeye başlardım |
Dan berkeringat berlebihan. Ve aşırı terleme. |
Saya pantat-pantat telanjang, berkeringat, berbicara omong kosong. Çırılcıplaktım, terliyordum, saçma şeyler söylüyordum. |
Khamir jadi hidup dan mulai makan gula- gula, menghasilkan karbon dioksida dan alkohol -- sebenarnya khamir itu bersendawa dan berkeringat, itulah roti. Maya canlanıyor ve şekeri yemeye başlıyor, alkol ve karbon dioksit oluşturuyor -- aslında maya geğiriyor ve terliyor, ekmek de bu zaten. |
Kau mungkin sedang berkeringat di atasnya sekarang. Muhtemelen şu anda onun üzerinde terliyorsundur. |
Anda mencoba untuk menggunakan bumi miskin ini berkeringat semua rasa bersalah dan kemarahan. Sen bu zavallı toprak kullanmaya çalışıyoruz Tüm suçunu ve öfke dışarı ter. |
Apa kau berkeringat berlebihan? Aşırı bir şekilde terliyor musun? |
Paling sedikit, saya saat ini telah mengetahui apa yang dirasakan oleh para pembicara kami: tangan berkeringat, malam-malam tanpa tidur, rasa takut yang tidak wajar terhadap jam. Hiçbir şey değilse en azından hoparlörlerimizi bağladığımız şeyi keşfettim: terli avuçlar, uykusuz geceler, doğamıza aykırı olan saat korkumuz. |
Aku masih berkeringat dari tempat itu. Hâlâ terliyim. |
Kau bahkan tak berkeringat. Terlememişsin bile. |
Aku lelah dan berkeringat Tetapi anda tidak boleh melihat kerana aku ditutup-tutupi. Yoruldum ve terledim fakat her tarafım kapalı olduğu için göremezsiniz. |
Ketika saya berdoa, anak itu langsung berkeringat dan demamnya turun. Ben dua eder etmez çocuk terlemeye başladı ve ateşi düştü. |
Endonezya öğrenelim
Artık berkeringat'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.