Endonezya içindeki boros ne anlama geliyor?

Endonezya'deki boros kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte boros'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki boros kelimesi harcamak, israf etmek, müsrif, gereksiz şeye kullanmak, savurgan anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

boros kelimesinin anlamı

harcamak

(consume)

israf etmek

(consume)

müsrif

(wasteful)

gereksiz şeye kullanmak

(waste)

savurgan

(wasteful)

Daha fazla örneğe bakın

Kemalangan si pemboros ini serupa dengan apa yang dirasakan banyak orang yang meninggalkan jalan lurus ibadat murni dewasa ini.
Müsrif oğlun durumu, bugün pak tapınmayı terk edip doğru yoldan ayrılmış birçok kişinin yaşadıklarına benzer.
Yang lain memboroskan uang dan waktu untuk menjalani perawatan serta pengobatan yang tidak efektif atau bahkan berbahaya.
Başkaları da etkisiz, hatta zararlı tedaviler ve çareler uğruna parasını ve zamanını çarçur ediyor.
Seperti si pemboros, wanita muda ini mencari kebebasan.
Müsrif oğul gibi bu kadın da bağımsız olmak istedi.
(Pengkhotbah 11:6) Sejumlah keluarga Kristen telah mengalami hal yang sama seperti saudara, dan beberapa melihat anak-anak mereka yang suka melawan akhirnya kembali, mirip seperti ayah dalam perumpamaan Yesus tentang putra yang boros.
(Vaiz 11:6) İsa’nın takipçisi olan birçok aile sizinle aynı deneyimi yaşadı ve bazıları, İsa’nın müsrif oğul meselindeki baba gibi dikbaşlı çocuklarının geri döndüklerini gördü.
Perhatikan bahwa kakak si pemboros bukan hanya tidak mau bersukacita tetapi juga ”menjadi murka”.
Müsrif oğlun ağabeyinin sevinmeyi reddetmekle kalmayıp ‘kızdığına’ da dikkat edin.
Turnamen ini adalah pemborosan kita tidak mampu.
Bu turnuva altından kalkamayacağımız bir israftır.
Karena pembunuhan itu memboroskan
Çünkü öldürmek ziyan etmek demektir
Karena pemborosan adalah pencurian.
çünkü israf bir hırsızdır.
Kami berusaha menambah cadangan energi kami dan malah memboroskannya lebih dari 20 persen.
Enerji rezervlerimizi arttırdık ve yarayı iyileştirmek rezervlerimizin% 20 sinden fazlasına mal oldu.
Dengan mengingat perumpamaan tentang putra yang boros, apa yang selalu dapat diharapkan oleh orang-tua dari anak yang memberontak?
Müsrif oğul meselini hatırlayarak, asi çocukları olan ana-babalar her zaman neyi ümit edebilir?
Hidup adalah pemborosan.
Hayat saçmalık.
Sungguh pemborosan uang pajak.
Halkın parasını boşa harcamayın.
Bagaimana anda akan menjelaskan pemborosan pengeluaran ini selama resesi?
Bu ekonomik krizde bu kadar uçarı harcamalar için ne diyeceksiniz?
Juga akan lenyap seluruh birokrasi pemerintah yang boros, dengan asisten, sekretaris, dan juru tulis yang begitu banyak serta kebiasaan birokrasi yang merintangi kemajuan.
Çok sayıdaki yardımcıları, sekreterleri, memurları ve gelişmeye engel teşkil eden kırtasiyecilikleri ile birlikte hükümetlerin savurgan bürokrasileri de artık son bulacaktır.
Boros di siang hari.
Gün ışığı boşa gidiyor.
Dengan mengenal Yehuwa sebagai Bapak surgawi yang penuh kebajikan dan percaya sepenuhnya akan keadilan dan belas kasihan-Nya, seperti yang diperlihatkan Abraham, kita akan terbebas dari pemborosan waktu serta energi akibat kekhawatiran yang tidak perlu, keraguan yang melemahkan, dan debat kusir.
İbrahim gibi Yehova’yı sevgi dolu Babamız olarak görmek ve O’nun adaleti ile merhametine tam anlamıyla güvenmek, gereksiz kaygıların, bizi zayıf düşüren şüphelerin ve boş tartışmaların zamanımızı ve enerjimizi boşa harcamasına engel olur.
Ini pemborosan.
Geri dönmek artık zor.
Pemboros besar.
Çok cömertsin.
Bukankah ini pemborosan bahan makanan namanya?
Hayatı ve yiyeceği böyle ziyan etmek adetleri değildir.
Kemudian mereka menerapkan prinsip-prinsip Alkitab dan menghindari kebiasaan-kebiasaan yang merugikan dan memboroskan uang, seperti merokok dan mabuk-mabukan.
Sonra da Mukaddes Kitap prensiplerini uygulayıp tütün ve ayyaşlık gibi zararlı ve pahalı alışkanlıklardan uzak dururlar.
Kakak si pemboros menggambarkan siapa, dan mengapa?
Müsrif oğlun ağabeyi kimi temsil eder; neden?
Apa yang bisa Anda lakukan agar tidak boros?
İsraftan kaçınmak için neler yapabilirsiniz?
(Amsal 21:20, TEV) Tunjukkan bahwa diri Anda bijaksana, dengan berhati-hati untuk tidak memboroskan makanan, uang atau barang-barang rumah tangga lainnya.
(Süleymanın Meselleri 21:20) Böylece sen yiyecek, para veya evde kullanılabilen başka herhangi bir şeyi boşa harcamayarak hikmetli olduğunu göster.
Misalnya, untuk menerangkan bahwa Allah itu berbelaskasihan dan menerima kembali pedosa yang bertobat, Yesus menyamakan Yehuwa dengan seorang ayah pengampun yang sangat tersentuh melihat putranya yang boros pulang sehingga ia berlari dan memeluk leher putranya serta menciumnya dengan lembut.
Örneğin, Yehova’nın tövbe eden günahkârları merhametle geri kabul ettiğini anlatmak üzere, O’nu geri dönen müsrif oğlunu görünce çok etkilenerek koşup boynuna sarılan ve onu şefkatle öpen bağışlayıcı bir babaya benzetti.
Karena pembunuhan itu memboroskan.
Çünkü öldürmek savurganlıktır.

Endonezya öğrenelim

Artık boros'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.