Endonezya içindeki celemek ne anlama geliyor?
Endonezya'deki celemek kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte celemek'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki celemek kelimesi önlük, göğüslük, Apron, peştamal, mama önlüğü anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
celemek kelimesinin anlamı
önlük(pinny) |
göğüslük(bib) |
Apron(apron) |
peştamal(apron) |
mama önlüğü(bib) |
Daha fazla örneğe bakın
Sebaiknya ambil celemekmu. Önlüğünü hemen taksan iyi olur. |
Sebaliknya daripada memberikan celemek perempuan kepada anak laki-laki, Anda dapat memberikannya celemek untuk juru masak pria. Bir erkek çocuğa kadın önlüğü yerine belki bir yerden erkek ahçıbaşı kıyafeti ayarlayabilirsiniz. |
Ini bukan mengenakan celemek-ibu Anda berbicara kepada. Konuştuğun kişi, önlük giyen annene benzemez. |
Sekarang bila kau ingin memakai celemek, mulailah bersih-bersih. Önlüğünü giy sonra da temizlemeye başla. |
8 Sebaliknya, tidakkah ia akan mengatakan kepadanya, ’Siapkanlah sesuatu bagiku untuk makan malamku, dan kenakan celemek dan layani aku sampai aku selesai makan dan minum, dan setelah itu engkau boleh makan dan minum’? 8 ‘Akşam yemeğimi hazırla; önlüğünü tak, ben yiyip içene dek bana hizmet et. Sonra da sen yer içersin’ demez mi? |
Saat Martha keluar dari kamar dan kembali dengan sesuatu yang diadakan di tangannya di bawah celemeknya. Halen Martha odadan dışarı gitti ve elinde gerçekleştirilen bir şeyle geri geldi önlüğüyle altında. |
Cara terbaik adalah dengan tekanan langsung pada celemek, seperti begitu. Yapılacak en iyi şey, kanayan yere önlükle baskı yapmaktır. |
Mereka menjual piring kertas dan celemek di toko sekarang? Artık marketlerde plastik tabak ile mendil mi satıyorlar? |
Bilang padanya jangan tandatangani apapun sampai aku pulang dan melihat Papa dimakamkan dengan celemeknya. Anneme de ki, ben eve dönene kadar hiçbir şey imzalamasın ve babamı da Mason önlüğüyle gömsün. |
Seorang gadis dengan celemek kecil, dengan rambut hitam. Minik önlüklü, siyah saçlı bir kız. |
Kayu manis mungkin telah mengingatkanmu akan celemeknya nenekmu. Gece yarısında aldığınız bir koku, Büyükannenizi hatırlar. |
Lepaskan celemekmu dan berbaris di sini. Önlüklerinizi asın ve sıraya geçin. |
Segera setiap orang sepanjang jalan, penjual sweetstuff, kelapa pemilik pemalu dan gelar asisten, pria ayunan, anak laki- laki dan perempuan, pesolek pedesaan, pintar wenches, smocked tua- tua dan bercelemek gipsi - mulai berjalan menuju penginapan, dan dalam ruang secara ajaib waktu singkat kerumunan mungkin empat puluh orang, dan dengan cepat meningkat, bergoyang dan beruhu dan bertanya dan berseru dan menyarankan, di depan pendirian Mrs Hall. Wenches, yaşlılar smocked ve Önlüklü Çingeneler - mucizevi bir şekilde kısa bir zaman boşluk Hanın doğru koşmaya başladı ve belki kırk kişi, hızla artan kalabalık sallandı ve öttü ve sordu ve bağırdı ve Mrs. Hall kurulması önünde önerdi. |
Celemekmu bagus. Güzel önlük. |
Itu menjulur di bawah pipinya dan dagunya ke leher dan dadanya, seperti celemek bayi. Bir bebeğin mama önlüğü gibi, yanaklarının ve çenesinin altından gerdanına ve göğsüne yayılır. |
Celemek yang kotor tidak cocok untuknya. Kirli önlükler kendini iyice kötü hissettiriyormuş. |
Punya celemek? Önlüğün var mı? |
Di Jepang, wanita-wanita mendandani patung-patung kecil dengan celemek dan mainan untuk mengenang anak-anak mereka yang diaborsi. Japonya’da kadınlar, aldırdıkları çocuklarının anısına, küçük heykelcikleri önlük ve oyuncaklarla süslemektedir. |
Itu celemek tampan. Güzel önlükmüş. |
Murph, pakai celemek dan bantu aku Murph, bir önlük giy ve bana yardım et. |
Saku celemek mereka segera dipenuhi dengan bunga. Kısa bir süre sonra, önlüklerinin cepleri topladıkları çiçeklerle doluyor. |
Oleh 7:30 Aku sedang di kelas, di celemek, mengupas kentang. 07:30'da sınıfıma gelmiş, önlüğümü giymiş ve patates soymaya koyulmuş oluyorum. |
11 Dan Allah terus melaksanakan pekerjaan-pekerjaan luar biasa yang penuh kuasa melalui tangan Paulus,+ 12 sehingga bahkan kain dan celemek dari tubuhnya dibawa kepada orang-orang sakit,+ dan penyakit-penyakit tersebut lenyap, dan roh-roh fasik keluar. 11 Tanrı, Pavlus’un eliyle olağanüstü işler yapıyordu. + 12 Hatta hastalara Pavlus’un kullandığı peşkirleri ve peştemalları götürürlerdi;+ hastalar iyileşir ve kötü ruhlar çıkardı. |
Nah, ini koki baru memasukkan celemek. Ama, bu aşçı az önce önlüğü yere attı. |
Salahkan mereka bila aku tidak sedang memakai celemek, dengan badan keringat di sebuah dapur di suatu tempat. bilmem nerdeki bi mutfakta, taşaklarımı terleten bi önlük giymemem onların suçu. |
Endonezya öğrenelim
Artık celemek'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.