Endonezya içindeki daya beli ne anlama geliyor?

Endonezya'deki daya beli kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte daya beli'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki daya beli kelimesi alım gücü, satın alma, satın almak, almak, satın alma gücü anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

daya beli kelimesinin anlamı

alım gücü

(purchasing power)

satın alma

(purchase)

satın almak

(purchase)

almak

(purchase)

satın alma gücü

(purchasing power)

Daha fazla örneğe bakın

Tetapi, daya beli mereka tidak membuat mereka bahagia.
Ancak harcayacak paraya sahip olmak onları mutlu etmiyordu.
Selanjutnya, ini akan menciptakan lahan pekerjaan dan meningkatkan daya beli —yang akan menguntungkan semua.
Bunun ardından iş olanağı ve harcama gücü artabilir; bu da herkesin yararına olur.
Perusahaan tidak mampu untuk menghasilkan jika konsumen telah tidak ada daya beli untuk membeli sesuatu.
Şirketler, eğer tüketicilerin satın alma gücü yok ise üretim yapmak için gerekli olan parayı sağlayamazlar.
Namun, menjelang tahun 1930, perubahan-perubahan yang drastis dapat terlihat dalam daya beliku.
Fakat 1930 yılında satın alma gücümde korkunç bir değişiklik meydana geldi.
Salah satu caranya adalah dengan melihat daya belinya, maksudnya, apa yang dapat dibeli dengan uang.
Bunu yapabilmenin bir yolu, paranın satın alma gücünü karşılaştırmaktır.
Berdasarkan daya beli masyarakat.
Bu satin almanin gucu. Amerika'lilarin ortalamasi,
Harga-harga melonjak, dan daya beli uang merosot.
Fiyatlar yükseliyor ve paranın alım gücü azalıyor.
Koran itu menambahkan, ”Banyak ekonom menilai bahwa utang yang harus dibayar akan menekan daya beli hingga beberapa tahun mendatang.”
Gazete şunları da söyledi: “Birçok ekonomist, insanlar borçlarını ödemek zorunda kalacağı için, önümüzdeki birkaç yıl tüketim artışının duracağını düşünüyor.”
Di Indonesia, bahkan para pekerja yang tidak di-PHK pun mendapati bahwa daya beli gajinya merosot hingga 50 persen.
Endonezya’da işlerini kaybetmeyenler bile ücretlerinin yarısının kesildiğini gördüler.
Maka dewasa ini, sebagaimana halnya di masa lampau, harga yang diminta para seniman untuk karya mereka di luar jangkauan daya beli kebanyakan orang.
Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bugün de sanatçıların eserlerine biçtiği fiyatlar, bu mozaikleri çoğu insanın erişemeyeceği duruma getiriyor.
Terdapat berbagai cara yang cerdas untuk membeli mobil dan menghimpun daya beli tersebut untuk membawa kendaraan yang sangat efisien ke dalam pasar secara lebih cepat.
satın almada zekice yollar mevcut..ve bu şekilde satın alma gücü artırılabilir çok verimli araçlar daha hızlı bir biçimde pazara girebilir
Bagaimana pun juga, Amerika telah sangat percaya pada ide ekonomi yang berlimpah, di mana generasi penerus akan jauh lebih baik daripada sebelumnya, berpenghasilan lebih, berdaya beli lebih, lebih segala-galanya.
Nihayetinde Amerika, her neslin bir önceki nesilden bir adım önde olacağı, daha çok kazanıp, daha çok satın alıp, daha iyi durumda olacağını belirten ekonomik üstünlük fikrine derinden bağlı.
Sumber pemberdayaan para pembeli adalah saat mereka diminta untuk tidak membeli.
Müşterilere denetim vermenin nihai yöntemiyse, satın almamalarını istemekten geçiyor.
Anda dapat membeli pengisi daya dan kabel tambahan dari Google Store.
Ek şarj cihazı ve kabloları Google Store'dan satın alabilirsiniz.
Kematian menggerakkan orang-orang membeli surat kabar dan asuransi, menjadi daya tarik di acara-acara televisi, dan . . . bahkan mendorong sektor industri kita.”
Gazeteleri ve sigorta poliçelerini sattırmış, televizyon programlarımızın işlediği öykülere çeşni katmış . . . . hatta sanayilerimizin ardındaki güç olmuştur.”
Tapi ini melampaui apa yang bisa dia beli dan ini juga alokasi mengenai fasilitas dan sumber daya.
Ama bu onun parasının da ötesinde,... bu ayrıca fakültenin payı ve kaynakları da içeriyor.
Jadi, perusahaan yang menangkap para John membeli seks, menggunakan peralatan atau sumber daya perusahaan, tetapi tidak melakukan apa-apa dan tidak memecat mereka terlibat dalam menaikkan permintaan.
Yani şirketin malzeme veya kaynaklarıyla seks satın alan John'ları yakalayan bir şirket, üstlerine gitmezse ya da olayı örtbas ederse ya da onları işten atmazsa bu talebi oluşturan suça dâhil olur.
Jika Anda membeli domain dari akun Gmail, berarti Anda menggunakan email Bisnis yang diberdayakan oleh G Suite.
Alanınızı Gmail hesabınızdan satın aldıysanız G Suite tarafından desteklenen İş e-postasını kullanıyorsunuz demektir.
2 Tetapkan Prioritas: Keberhasilan untuk ’membeli semua waktu yg tepat bagi kita sendiri’ bergantung pd daya pengamatan dan kemampuan kita untuk menilai dng baik.
2 Öncelikler Koymak: ‘Fırsatı satın almak’ konusunda başarılı olmamız ayırt etme yeteneğini kullanıp doğru şekilde muhakeme etmemize bağlıdır.
(Ulangan 6:5-7) Maka, anak-anak tidak akan mudah digoyahkan oleh iklan yang memperdayakan dari dunia ini, yang dirancang agar anak-anak memaksa orang tua membelikan barang-barang untuk mereka.
Bunu uygularsanız, bu dünyanın, çocukların ana babalarını bir şeyi satın almaya ikna etmeleri amacıyla tasarlanmış aldatıcı reklamları sizin çocuğunuzu kolayca kandıramayacak.
Hasrat yang mementingkan diri memotivasi para guru palsu, sebagaimana ditekankan dalam pengalihbahasaan The Jerusalem Bible, ”Mereka dengan penuh semangat berupaya membelimu untuk diri mereka sendiri dengan tutur kata yang penuh tipu daya.”
The Jerusalem Bible tercümesinde, “sinsice konuşmalarla, hevesle sizi kendilerine satın almak üzere çalışacaklardır” sözleriyle vurgulandığı gibi, sahte öğretmenleri harekete geçiren bencil arzularıdır.
Jika mungkin, belilah kasur dan dasar yang sepadan serta yang memang dirancang agar saling bersesuaian sehingga dapat memberikan kenyamanan dan daya tunjang yang baik.
Size rahatlık ve destek sağlaması için, mümkünse birbirine uyan, birlikte tasarlanmış bir yatak ve kasa satın alın.
The Credit Jungle mencatat bahwa ”tak terhitung banyaknya orang yang berhasil menolak godaan untuk membeli barang mewah dan jasa yang tidak mampu mereka bayar tunai, menjadi sama sekali tak berdaya untuk menolak godaan tersebut bila mereka memiliki kartu kredit di tangan mereka.
The Credit Jungle’in gösterdiği gibi, “nakit parayla ödemeye güçleri yetmediğinden lüks eşya ve hizmetleri satın almanın cazibesine direnebilmiş sayısız insan bir kredi kartına sahip olduğunda aynı cazibe karşısında tamamen aciz duruma düşüyor.

Endonezya öğrenelim

Artık daya beli'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.