Endonezya içindeki dompet ne anlama geliyor?

Endonezya'deki dompet kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte dompet'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki dompet kelimesi cüzdan, portföy, cüzdan anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

dompet kelimesinin anlamı

cüzdan

noun

Dia memintaku mengirim ukuran dompet foto untuk dinding.
Duvarına asmak için benden cüzdan boyutunda fotoğraf istedi.

portföy

noun

cüzdan

noun

Dompet ini juga adalah pengingat pada hal-hal yang Anda bayangkan,
Bu cüzdan, ofisinizde ya da kütüphanenizde

Daha fazla örneğe bakın

Ada SIM-nya di dompet.
Ehliyetini çantasında bulduk.
Kau bisa mengambil dompetku.
Cüzdanımı alabilirsin.
”Jika orang lain berada dalam situasi seperti kedua [Saksi-Saksi] yang kurang beruntung itu,” kata Il Gazzettino di Treviso, ”ia mungkin akan . . . menyimpan isi yang cukup banyak dari dompet itu.
Il Gazzettino di Treviso şöyle diyor: “Eğer çabası sonuçsuz kalan bu iki [Şahidin] yerinde başka biri olsaydı, büyük olasılıkla . . . . cüzdanda bulunan yüklü miktardaki parayı alıkordu.
Apa memerlukan koper besar Atau dompet kecil?
Büyük bir valizde mi taşıyacağız, yoksa küçük bir kesede mi?
lalu ibuku datang dengan dompet ajaibnya.
Ezra onu hamile bıraktı, doğru şeyi yapmak istiyordu ve annem sihirli cüzdanıyla bir anda ortaya çıktı.
Sehingga saat Anda masuk, atau Anda datang dari rumah, jika Anda membawa dompet, benda ini bekerja dalam dompet Anda.
Yani eve geldiğinizde ya da ofisinize girdiğinizde, bunları çantanızda taşıyorsanız, gene iş görür.
Ada dompetku dalam sini, juga.
Cüzdanımı da oraya koyuyorum.
Air lebih sehat dan tidak menguras dompet Anda.
Bu hem sağlığınız hem de cebiniz için yararlı olur.
Saya harus mengambil dompet.
Cüzdanımı çıkarmam gerekiyor.
Boleh Saya melihat dompetmu?
Senin cüzdanını görebilir miyim?
Mencuri juga tampaknya menawarkan semacam olahraga berisiko tinggi; beberapa orang tampaknya menyukai aliran adrenalin yang timbul seraya mereka memasukkan blus curian ke dalam dompet atau menyelipkan sebuah compact disc ke dalam ransel.
Çalmak aynı zamanda bir tür tehlike sporu olarak da iş görüyor; öyle görünüyor ki, bazıları aşırılmış bir bluzu el çantasına tıkıştırırken ya da bir kompakt diski sırt çantasına koyarken oluşan ani adrenalin salgılanışından hoşlanıyor.
Sarapan Theresa masih ada di meja, dan dompetnya tidak dibawa.
Theresa’nın kahvaltısı hâlâ masadaydı ve para çantasını yanına almamıştı.
Dan kapanpun oksitosin itu meningkat, orang- orang lebih mau membuka dompetnya dan membagi uangnya dengan orang asing.
Ve her ne zaman oksitosin seviyesini yükseltsek, insanlar gönüllü bir şekilde kesenin ağzını açıyor ve yabancılarla paralarını paylaşıyorlar.
Ketika mereka menangkap saya, mereka mengambil dompet saya, tetapi emas masih milikku.
Beni esir aldıklarında, kesemi de aldılar ama altın hala benim.
Aku tidak punya dompet ataupun tas.
Cüzdanım ve çantam yok.
Hey, ada yang mencuri dompetku.
Birileri cüzdanımı çalmış.
7 Sekarang, dalam abad televisi, ada penginjil-penginjil TV yang memanfaatkan media itu dengan segala macam permainan teater dan peralatan psikologis untuk mengelabui massa dan mengeruk dompet anggota jemaat.
7 Şimdi, Hıristiyan âleminin pek çok ülkesinde televizyon aracılığıyla kitleleri aldatarak sürülerinin ceplerini boşaltmak için her türlü hile ve psikolojik yöntemi kullanan TV vaizleri vardır.
telepon, dokumen, dompet.
Cep telefonları, belgeler, cüzdanlar.
Selalu menopang lobang di dompetnya!
Her zaman cüzdanında bir delik olurdu.
ini, uh, segalanya ada di dompetku.
Cüzdanımdakilerin hepsi bu.
Setelah Victoria dibaptis, putrinya yang berusia 13 tahun menemukan sebuah dompet berisi banyak uang.
O vaftiz edildikten sonra 13 yaşındaki kızı içi para dolu bir cüzdan buldu.
Berikan dompetmu, Coop.
Cüzdanını ver, Coop.
Aku yakin dompetmu ketinggalan di konter.
Bahse girerim tezgahta bıraktın.
Di mana dompetku?
Çantam nereye gitti?
Dompetnya.
Cüzdan.

Endonezya öğrenelim

Artık dompet'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.