Endonezya içindeki etalase ne anlama geliyor?

Endonezya'deki etalase kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte etalase'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki etalase kelimesi vitrin, camekân, camekan, sandık, kayan yazı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

etalase kelimesinin anlamı

vitrin

(shop window)

camekân

(showcase)

camekan

(showcase)

sandık

(case)

kayan yazı

Daha fazla örneğe bakın

Hiasan-hiasan Natal dipajang secara mencolok di etalase toko.
Noel süsleri vitrinlerdeki baş köşeleri aldı.
Kiko ada di belakang etalase semen di barat Massachusetts.
Kiko, batı Massachusetts'te bir çimento dükkânının arkasındaydı.
Hilangkan toko sandwich tempat pencucian film, etalase kecil dan toko perhiasan.
Sandviç dükkanları film banyo dükkanları dikiz şovları ve kravat dükkanları.
Mereka menciptakan sebuah halaman Web, semacam etalase toko elektronik.
Böyle kuruluşlar bir tür elektronik vitrin niteliğinde olan bir Web sayfası oluştururlar.
Sehubungan dengan kurma, seorang pakar menulis, ”Orang-orang yang . . . hanya pernah mencicipi kurma kering dalam bungkusan yang ditawarkan di etalase toko, sangat sulit untuk membayangkan betapa lezatnya kurma apabila dimakan segar-segar.”
Bir yazar hurmalar hakkında şöyle dedi: “Bu meyvenin dükkânlarda paket halinde bulunan kurutulmuş örneklerini tatmış olanlar tazesinin ne kadar lezzetli olduğunu kolay kolay hayal edemezler.”
Tak ada etalase, jalanan sepi, tak ada kamera.
Dükkân yok, fazla araba geçmiyor ve kamera da bulunmuyor.
Hanya etalase kosong yang tersisa.
Geriye sadece boş vitrinler kalmış.
Anak itu ingin melihat mainan di etalase toko...
Oğlumuz vitrindeki oyuncakları görünce çok sevinecek.
Home page dapat diumpamakan sebagai etalase elektronik.
Giriş sayfası, elektronik olarak bir mağazanın vitrini gibidir.
Namanya di etalase.
Adı tabelada yazıyor.
Tulisan-tulisan di etalase dan rambu jalan di Kazan’ dan di kota lainnya memakai bahasa Rusia dan Tatar.
Kazan ve diğer şehirlerdeki vitrin yazıları ve sokak tabelaları da hem Rusça hem de Tatarcadır.
Beliau ajarkan aku kekuatan dari musik, dan biarpun studio tarinya hanyalah di etalase kecil toko Lima yang kecil, bagiku, itu adalah tempat tercantik di bumi ini.
Bana müziğin gücünü öğretti ve o küçücük küflü Lima vitrini gibi olan stüdyo benim için dünyanın en güzel yeriydi.
Dan di mana-mana, terdapat hal-hal yang mengingatkan akan hari jadi ke-850 itu —di etalase toko, di Metro (kereta api bawah tanah), di tiang lampu jalan, pada barang dagangan yang diobral —bahkan sebuah pertunjukan sirkus Moskwa yang kami hadiri menyinggung hal itu.
Vitrinlerde, Metro’da, elektrik direklerinde, satılık eşyalarda, her yerde 850. yıl kutlamalarını hatırlatan şeyler vardı; hatta Moskova sirkinin bir programına gittik ve orada bile buna değinildi.
Kisah itu, menurut suatu tulisan di etalase museum, adalah tentang ”Debu, Terpal, dan Beton”.
Müzedeki bir yazı bunun “toprak, çadır bezi ve çimento”nun öyküsü olduğunu söylüyor.
Anda dapat memahami keluh kesah yang dinyatakan oleh salah seorang penghuni daerah kumuh di São Paulo ini, ”Bagi kami, pelayanan kesehatan yang baik bagaikan sebuah barang dalam etalase di sebuah pusat perbelanjaan mewah.
São Paulo’nun gecekondu mahallelerinde oturanlardan birinin, “bizim için, iyi sağlık hizmeti lüks bir alışveriş merkezinin vitrininde duran mala benzer.
Setelah memperoleh izin dari kalangan berwenang untuk menyelenggarakan kebaktian, iklan khotbah umum ”Kemerdekaan dalam Dunia Baru” dimuat di koran-koran daerah, dan posternya dipajang di etalase-etalase toko serta sisi-sisi trem.
Yetkililerden ibadet düzenlemek için izin alındıktan sonra, yerel gazetelere, “Yeni Dünyada Özgürlük” başlıklı umumi konuşmanın ilanını verdik, ayrıca dükkânların camlarına ve tramvayların yan taraflarına bu konuşmanın afişlerini astık.
Sisanya disimpan di etalase yang aman, di puncak menara.
Ötekiler kulenin tepesinde güvenli bir cam vitrinde saklanıyor.
Kita semua ingin tahu apa yang dimiliki Switcher untuk membuat semacam etalase.
Bayan Timkin, öyle bir vitrin dekorasyonu yapmaya sizi yönelten şeyin ne olduğunu merak ediyoruz.
Di Ankara, Turki, dan Beirut, Lebanon, bukan pemandangan aneh jika etalase-etalase toko dipajangi pohon-pohon cemara yang penuh hiasan dan kado yang berwarna-warni.
Örneğin Ankara’da ve Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta mağazaların vitrinlerini süslenmiş çam ağaçları ve hediye paketleriyle dolu görmek gayet normal.
Tapi Vicon yang di etalase...
Ama vitrindeki o Vicon...
Pencarian terhadap makanan ini membawa kami ke pasar, ke pertanian, dan ke etalase bumbu- bumbu dapur karena kami menemukan bahwa alam telah memberi banyak jenis makanan dan minuman dan tumbuhan dengan penghambat angiogenesis alami.
Bu araştırma, bizi, pazara, çiftliğe ve baharatçılara yöneltti, çünkü tabiat ananın içinde doğal angiogenez inhibitörleri bulunduran bir çok yiyecek ve içecek yaratmış olduğunu farkettik.
Jika Anda mengelola etalase atau bisnis jasa sistem panggilan, Google Bisnisku mungkin tepat untuk Anda.
Bir vitrin veya hizmet bölgesi işletmesi yönetiyorsanız Google Benim İşletmem sizin için doğru seçenek olabilir.
Ini etalase.
Ve bu bir vitrin dekorasyonu.
Di pusat kota Seoul, sebuah toko yang khusus menjual pakaian dalam, mendapat liputan televisi dengan memajang sebatang pohon Natal yang hanya berhiaskan pakaian dalam di etalasenya.
Seul’ün merkezinde bir iç çamaşırı mağazası, vitrininde iç çamaşırlarıyla süslenmiş bir Noel ağacı sergilediği için televizyon haberlerine konu oldu.

Endonezya öğrenelim

Artık etalase'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.