Endonezya içindeki gandum ne anlama geliyor?

Endonezya'deki gandum kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte gandum'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki gandum kelimesi buğday, Buğday anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

gandum kelimesinin anlamı

buğday

noun

Mary menabur gandum di ladangnya.
Mary tarlasına buğday ekti.

Buğday

Mary menabur gandum di ladangnya.
Mary tarlasına buğday ekti.

Daha fazla örneğe bakın

Belum tiba waktunya bagi orang Kristen gadungan yang bagaikan lalang untuk dipisahkan dari orang Kristen sejati yang bagaikan gandum.
Delicelerle simgelenen sahte Hıristiyanların buğdayla simgelenen gerçek Hıristiyanlardan ayrılma vakti daha gelmemişti.
Walaupun jumlahnya tidak ditentukan, sumbangan tersebut harus dari hasil pertama—hasil pertama dari gandum, anggur, dan bulu domba.
Kesin bir miktar belirtilmemişti ama, bağışlar, buğdayın, şarabın ve yapağının ilki olmalıydı.
Shreddies adalah, sereal gandum, yang aneh dan berbentuk kotak, yang hanya tersedia di Selandia Baru, Kanada dan Inggris Raya.
Shreddies garip, kare şeklinde büyük taneli mısır gevreğidir, sadece Yeni Zelanda Kanada ve İngiltere'de vardır.
Kamu bisa menghasilkan uang, menyebarkan gandum kreatifmu, kamu kembali.
Paranı kazanırsın, yaratıcı hevesini alırsın, sonra da geri dönersin.
4 ”Ladang adalah dunia,” kata Yesus menjelaskan sewaktu menjawab pertanyaan murid-muridnya tentang makna parabel lalang dan gandum.
4 İsa, öğrencilerinin buğday ve deliceler meselenin anlamı hakkındaki sorularını cevaplarken, “tarla ise, dünyadır” demişti.
(Wahyu 6:5, 6) Suatu suara menyerukan bahwa upah satu hari penuh hanya dapat membeli 1,1 liter gandum atau 3,3 liter jelai yang lebih murah.
(Vahiy 6:5, 6) Bir ses, bir litre buğdayın veya daha ucuz bir tahıl ürünü olan üç litre arpanın fiyatının, bir gündeliğe eşit olduğunu söyler.
Jika mereka ingin perlindungan dari prajuritku, mereka dapat mengurangi merengek dan bersyukur atas bubur gandumnya.
Ama askerlerimin korumasını istiyorlarsa daha az yakınıp, yulaf lapasına şükretsinler.
4 Ketika Yusuf menjadi pengurus makanan di Mesir, gandum berlimpah-limpah.
4 Yusuf, Mısır’da gıda yöneticisi iken orada buğday bolluğu vardı.
(Kisah 20:31) Tidak lama kemudian jumlah lalang menjadi jauh lebih besar daripada gandum dan membuat gandum itu tidak kelihatan.
(Resullerin İşleri 20:31) Çok geçmeden deliceler buğdaylara sayıca üstün geldi ve onların görünmesini engelledi.
Pada akhir zaman, Putra manusia akan mengutus para malaikat untuk memisahkan lalang dari gandum.
Son günlerde İnsanoğlu sembolik deliceleri buğdaydan ayırması için ‘orakçılarını’, yani melekleri gönderecekti.
Apa garam dan gandumnya sudah di tebarkan?
Tuz dökülüp yakıldı mı?
Akhirnya, setelah 40 tahun mengetahui bahwa gandum utuh adalah pilihan yang lebih sehat, akhirnya kita sampai pada titik balik dan mencoba untuk benar-benar memakannya.
Sonunda 40 yıldır kepekli ekmeğin daha sağlıklı bir seçenek olduğunu bildiğimiz halde, sonunda onu gerçekten yemeyi denediğimiz bir döneme giriyoruz.
Raja memenuhi ”semua permohonannya” untuk bait Yehuwa—emas, perak, gandum, anggur, minyak, dan garam, yang menurut nilai uang sekarang jumlahnya lebih dari 100.000.000 dolar AS
Kral, Ezra’nın Yehova’nın evi için “bütün istediklerini verdi”: altın, gümüş, buğday, şarap, zeytinyağı ve tuz. Bunların günümüzdeki değeri 100.000.000 doların oldukça üzerindedir
Ada rumput gandum, kale dan jus pir, dan air kelapa.
Çimen, lahana, armut ve hindistan cevizi sularımız var.
Akhirnya, setelah 40 tahun mengetahui bahwa gandum utuh adalah pilihan yang lebih sehat, akhirnya kita sampai pada titik balik dan mencoba untuk benar- benar memakannya.
Sonunda 40 yıldır kepekli ekmeğin daha sağlıklı bir seçenek olduğunu bildiğimiz halde, sonunda onu gerçekten yemeyi denediğimiz bir döneme giriyoruz.
Mereka juga banyak terdapat pada gandum, jagung, rumput, dan daun-daunan.
Ayrıca buğday, yulaf, mısır gibi bitkilerle, ot ve yapraklar üzerinde de bol miktarda bulunurlar.
Dalam perumpamaannya tentang gandum dan lalang, Yesus mengatakan bahwa selama waktu panen —penutup sistem ini— ”penuai-penuai adalah para malaikat”.
Buğday ve delicelerle ilgili örneğinde, İsa hasat zamanında, yani bu ortamın sonunda ‘orakçıların melekler’ olacağını söyledi.
+ 2 Tetapi taruhlah cawanku, cawan perakku, pada mulut kantong anak yang bungsu beserta uang untuk gandumnya.”
2 “En küçüğünün torbasının ağzına ise, benim kâsemi, gümüş kâsemi koyacaksın, tahılın parasını da.”
Si penabur menyuruh para pekerjanya untuk membiarkan gandum dan lalang tumbuh bersama sampai musim panen pada ”penutup sistem ini”.
Ekinci işçilerine buğdayla delicelerin hasada, yani ‘ortamın sonuna’ kadar birlikte büyümesini beklemelerini söyledi.
Bagaimana jika gandum itu tidak mencapai York?
Ya tahıllar York' a ulaşmazsa?
Pada tahun 1996, harga gandum dan jagung melambung.
Buğday ve mısır fiyatlarında 1996 yılında çarpıcı bir artış oldu.
Masakan dari kebudayaan Mediterania (daerah di sekitar Laut Tengah) sejak zaman dahulu telah menjadikan sereal, terutama berbagai jenis gandum, sebagai bahan pokok.
Akdeniz kültürlerinin beslenme alışkanlıkları antik dönemlerden beri tahılların, özellikle de bazı buğday türlerinin üzerine kuruluydu.
Urutan peristiwa yang sama terlihat dalam perumpamaan Yesus tentang panen gandum; ia menyatakan, ”Panen merupakan penutup sistem ini.”
İsa’nın buğday hasadıyla ilgili meselinde de aynı sıralama görülür; “Hasat, ortamın sonudur.”
Namun, kalau sebutir gandum jatuh ke tanah lalu mati, itu bisa bertumbuh menjadi setangkai gandum yang berisi banyak sekali butiran gandum.
Yine de ekilip toprakta tohum olarak ‘öldüğünde’ filizlenebilir ve zamanla buğday taneleriyle dolu bir başak haline gelebilir.
Pada bulan Juli, ia menjelaskan kepada Theo perihal "ladang gandum yang luas di bawah langit yang bergolak".
Temmuz ayında Theo'ya tarlaları "karışık gökyüzü altında muazzam buğday tarlaları" olarak anlatmıştır.

Endonezya öğrenelim

Artık gandum'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.