Endonezya içindeki hampa ne anlama geliyor?
Endonezya'deki hampa kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte hampa'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki hampa kelimesi boş, boşluk, açık, hayal kırıklığına uğratmak, aldatmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
hampa kelimesinin anlamı
boş(empty) |
boşluk(empty) |
açık(bald) |
hayal kırıklığına uğratmak(let down) |
aldatmak(disappoint) |
Daha fazla örneğe bakın
Prosedur 4 dimulai. / Periksa katup hampa udara. Hava sızdırmazlık sistemini denetle. |
Dan, siapa di antara kita yang tidak pernah mengalami kepedihan yang dalam serta kehampaan setelah ditinggal mati oleh orang yang kita kasihi? Ayrıca hangimiz sevdiğimiz birini kaybetmenin yol açtığı büyük acı ve boşluğu yaşamadık? |
Upacaranya tampak sangat hampa, dan kemunafikannya mengganggu saya. Ayinler bana çok boş geliyordu ve oradaki ikiyüzlülükten rahatsız oluyordum. |
Ia diliputi perasaan hampa, rendah diri, serta gagal, dan akhirnya ia menyingkirkan gengsinya, lalu kembali ke desa. Boşluk, değersizlik ve başarısızlık duygularına yenik düştü ve zamanla gururunu yenerek köyüne geri döndü. |
Menyedihkan sekali, banyak orang akhirnya mendapatkan kekayaan yang mereka kejar tetapi tetap merasa hampa dan tidak puas. Ne yazık ki, aradığı zenginliği kazanan birçok kişi, yine de boşluk ve doyumsuzluk hissediyor. |
Mengapa kita tidak berada pada kehampaan? Neden boş uzayda değiliz? |
Kata-kata ibu Yesus, Maria, yang teramat dalam maknanya memang benar, ”[Yehuwa] telah sepenuhnya memuaskan orang yang lapar dengan hal-hal yang baik dan ia telah menyuruh pergi dengan hampa mereka yang memiliki kekayaan.” İsa’nın annesi Meryem’in şu anlamlı sözleri gerçekten doğrudur: “[Yehova] açları iyi şeylerle doyurdu; ve zenginleri boş döndürdü.” |
MUNGKIN saudara mengerti perasaan hampa yang timbul karena kehilangan seseorang yang dikasihi dalam kematian. SEVDİĞİMİZ birini ölüm yoluyla yitirmenin oluşturduğu boşluk duygusunu herhalde bilirsiniz. |
Seks itu kosong, hampa... Beden boşluktur, boşlukta beden... |
Bukannya memperlihatkan penghargaan atas perlindungan cuma-cuma yang ia terima dari pasukan Daud, Nabal ”berteriak menghardik” para utusan Daud dan mengusir mereka hingga pergi dengan tangan hampa.—1 Samuel 25:2-11, 14. Nabal, Davud’un adamlarının karşılıksız sağladığı koruma için takdirini göstereceğine, Davud’un habercilerini “tersledi” ve onları elleri boş gönderdi.—I. Samuel 25:2-11, 14. |
Disamping keindahan negeri ini ada kehampaan yang aneh disini. Bu ülke çok güzel olmasına rağmen, yine de garip bir boşluk var. |
Pada tahun 1856, Wilhelm Eduard Weber dan Rudolf Kohlrausch telah menggunakan c untuk konstanta yang berbeda yang kemudian terbukti sama dengan √2 dikalikan laju cahaya dalam ruang hampa. 1856'da Wilhelm Eduard Weber ve Rudolf Kohlrausch c'yi daha sonra ışık hızının √2 katına denk geldiği görülen başka bir sabit için kullanmışlardır. |
Dengan perasaan hampa dan frustrasi, ia meninggalkan kelompoknya. Adrian boşluk duygusu ve düş kırıklığıyla arkadaşlarından ayrıldı. |
Semua ini tidak lain adalah kekosongan, kehampaan, kesia-siaan, kebodohan, tak bertujuan, dan frustrasi. Bütün bunlar, boşluk, aylaklık, yararsızlık, akılsızlık, amaçsızlık ve boşuna uğraşmaktan başka bir şey değildir. |
Orang-orang yang saya sayangi itu telah membantu mengobati perasaan hampa akibat kehilangan orang tua saya. Böyle çok sevdiğim kişiler ana babamı kaybetmenin yol açtığı boşluğu doldurmama yardım etti. |
(Markus 12:37) Sewaktu penjaga-penjaga tertentu dikirim untuk menahan Yesus, mereka pulang kembali dengan tangan hampa. (Markos 12:37) İsa’yı tutuklamaya gönderilen bazı memurlar onu tutuklamadan geri dönmüşlerdi. |
Tetap saja, tanpa Conrad, ini terasa hampa. Yine de Conrad olmayınca nasılsa biraz boş geliyor. |
Maaf kerana hampakan kau. Umduğunu bulamamana üzüldüm. |
”Kehampaan emosi, yang timbul karena tidak memiliki teman hidup, menjadi teman setia saya,” kata Sandra mengakui. Sandra “Bir eşten yoksun olmanın yarattığı duygusal boşluk benim daimi yoldaşım” diyor. |
Jika kita tidak melakukan kehendak Allah, kita akhirnya akan menderita kepedihan akibat keputusasaan, kesepian, dan kehampaan. Tanrı’nın isteğini yapmazsak, eninde sonunda çaresiz kalacağız, yalnızlık ve boşluk hissedeceğiz. |
Kesepian membuat kita hampa dan putus asa. Yalnızlık bizi boşlukta ve ümitsiz bırakır. |
Kota itu hanya... Kota hampa. Kasaba boşaldı. |
Juanita mengenang, ”Saya merasa sangat hampa. Juanita hatırladıklarını şöyle anlatıyor: “Öylesine bir boşluk içindeydim ki. |
Rumah terasa hampa tanpamu Ev sen olmadan aynı tadı vermiyor |
9 Pengalaman Nebukadnezar memperlihatkan betapa sia-sia dan hampa bila pemimpin-pemimpin negara dan kaum politikus pada umumnya mencari bantuan dari ahli-ahli nujum perbintangan dan ahli-ahli sihir serta ahli-ahli ilmu gaib lainnya untuk mencoba mencari tahu dengan tepat apa yang akan terjadi di masa depan. 9 Nebukadnetsar’ın tecrübesi, milli yöneticilerin ve politikacıların geleceği ayrıntılı şekilde öğrenmek üzere astrologlara ve gaipten haber alanlara başvurmalarının ne kadar boş ve yararsız olduğunu gösterir. |
Endonezya öğrenelim
Artık hampa'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.