Endonezya içindeki jangkar ne anlama geliyor?

Endonezya'deki jangkar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte jangkar'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki jangkar kelimesi çıpa, çapa, bağlamak, yer işareti, Çıpa anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

jangkar kelimesinin anlamı

çıpa

noun

çapa

noun

Tanpa jangkar tersebut, kita akan hanyut seperti perahu tak bersauh di tengah badai.
Orada Pavlus ümidi, hayatımızı bağladığımız bir gemi demirine, çapaya benzetir.

bağlamak

verb

yer işareti

noun

Çıpa

Daha fazla örneğe bakın

Jika naik perahu mendekati karang tropis, taruh jangkar di dasar yang berpasir atau tambatan yang mengapung yang disediakan oleh para petugas kelautan.
Tropikal resiflerin yakınlarında tekne kullanırsanız, kumlu zemine veya denizcilik yetkililerinin sağladığı yüzer şamandıraya demir atın.
Harus jangkar televisi yang datang dengan petugas pemadam kebakaran.
İtfaiyecilerle içeri giren haber muhabiri olmalı.
Annie, aku tidak berpikir pacar kamu menghargai logistik yang terlibat..... Di serudukan kapal yang paling otomatis di dunia..... Menjadi tanker bahan bakar dimuat tanpa set path jangkar.
Annie, anlaşılan erkek arkadaşın her parçası otomatik çalışan bir gemiyi belirli bir demirleme yeri olmayan bir petrol tankerine yöneltmek için gereken ustalığı pek takdir edemiyor.
Jangan terkecoh oleh sikap mereka yang sepertinya ingin mandiri—remaja memerlukan jangkar kestabilan keluarga lebih daripada sebelumnya.
Onlarda gördüğünüz bağımsızlık eğilimi sizi aldatmasın. Gençlerin sağlam bir ailenin kanatları altında olmaya çocukken olduğundan daha çok ihtiyacı vardır.
Buku yang sangat berharga ini terbukti menjadi jangkar yang mengukuhkan kami seraya kami menghadapi hari-hari mendatang yang tidak pasti dan mengecilkan hati.
Bu paha biçilmez kitap, belirsiz ve korkutucu geleceğimiz karşısında bizi sabit ve kararlı kılarak bir çapa görevi gördü.
Tarik jangkarnya!
Çekin çapayı!
Bagaimana dengan si jangkar itu?
Öteki tarafın değerli dayanak noktası nasıl bakalım?
Kedua jangkar tersebut ditemukan di pantai Laut Mati yang telah menyurut, dekat dengan lokasi pelabuhan kuno En-gedi.
Bu çapalar, Lût Gölü’nün geri çekilen kıyılarında, eski En-gedi limanının bulunduğu yerin yakınlarında bulundu.
Dia butuh jangkar, Jack.
Bir çapaya ihtiyacı var Jack.
Jangkar laut bisa digunakan untuk mengarahkan perahu searah dengan angin.
Bir çapa aracılığıyla botun baş tarafı rüzgar istikametine çevrilir.
Karena kita harus memindahkan jangkar ini kesana.
Çünkü bu çapayı şuraya hareket ettirmeliyiz.
Ini sulur bunga yang gairah tampaknya memukul tanpa tujuan di udara, namun ternyata sedang mencari untuk titik jangkar.
Çarkıfelek çiçeğinin bu filizi havada amaçsızca sallanıyor gibi görünüyor ama aslında tutunacak bir yer arıyor.
Seseorang melempar jangkar.
Birisi çapayı atsın.
Tanpa jangkar tersebut, kita akan hanyut seperti perahu tak bersauh di tengah badai.
Orada Pavlus ümidi, hayatımızı bağladığımız bir gemi demirine, çapaya benzetir.
RANTAI yang mengikat jangkar kapal harus kuat agar kapal tidak hanyut.
GEMİNİN çapasını tutan zincirin, sürüklenmeyi önlemek için çok dayanıklı olması gerekir.
/ Dengan sebuah jangkar.
Bir dayanak noktası bul.
Terlalu sempit untuk menembakkan jangkar kita!
Font color = " # FFFF00 " face = " Comic Sans MS " Çapaları kullanmak için çok dar!
Para insinyur terinspirasi oleh lorjuk untuk merancang apa yang mereka sebut jangkar ”pintar”.
Mühendisler sülineden esinlenerek “akıllı çapa” olarak adlandırdıkları bir çapa tasarladılar.
(Roma 8:32) Fakta bahwa Yehuwa menggenapi janji-janji-Nya memberi kita harapan yang bagaikan jangkar bagi jiwa atau kehidupan kita. —Ibrani 6:19.
(Romalılar 8:32) Yehova’nın vaatlerini yerine getirmesi bize ümit verir ki, bu canımız ya da yaşamımız için bir “lenger,” yani çapadır.—İbraniler 6:19.
Sepertinya kamu menemukan jangkar.
Bir dayanak noktası bulmuş gibi görünüyorsun.
jangkar titanic, Raja gendut.
Titanic'in çapası, Şişko Usta.
Saya dan istri saya telah menjadi semacam jangkar bagi berbagai orang di sidang.
Karım ve ben, cemaatimizdeki birçoklarına destek oluyoruz.
53 Dan setibanya mereka di daratan seberang, mereka sampai di Genesaret dan membuang jangkar di dekat situ.
53 Karşıya geçtiklerinde Genesaret’e geldiler ve tekneyi yakın bir yere bağladılar.
14 Harapan kita yang pasti adalah bagaikan ”jangkar bagi jiwa” yang memungkinkan kita bertekun menahan kesulitan-kesulitan, sekalipun kita harus menantikan penggenapan tertentu dari janji-janji Allah.
14 Kesin ümidimiz, Tanrı’nın vaatlerinin mutlak gerçekleşmesini beklememiz gerekse de zorluklara katlanabilmemizi sağlayan, “canlarımız için gemi demiri” gibidir.
Hey, Danny akan jadi jangkar kita.
Hey, Danny bizim çapamız.

Endonezya öğrenelim

Artık jangkar'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.