Endonezya içindeki juri ne anlama geliyor?
Endonezya'deki juri kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte juri'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki juri kelimesi hâkim, Hâkim, Jüri anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
juri kelimesinin anlamı
hâkim
Dengar, di Allenville, akulah hakimnya, akulah jurinya dan dalam kasusmu, akulah yang memberimu hukuman. Allenville'de, hâkim benim, jüri benim ve senin şu şahsi davanda cellât da benim. |
Hâkim
Hakim dan para penasihat hukum memeriksa setiap calon juri. Hâkim ve avukatlar her potansiyel üyeyi incelerler. |
Jüri
Juri telah menilai Margaret Keane, dari semua titik... Jüri, Margaret Keane'i tümüyle haklı buldu. |
Daha fazla örneğe bakın
Bapak dan ibu juri, ini bukti-buktinya: Dan Ariely, salah satu ekonom besar di masa ini, beliau dan tiga rekannya, melakukan studi pada beberapa mahasiswa MIT. Baylar ve bayanlar, sayın jüri, işte bazı deliller: Zamanımızın büyük ekonomistlerinden Dan Ariely ve üç arkadaşı MIT öğrencileri ile bir çalışma gerçekleştirdi. |
Untuk kemudahan para juri, di pihak siapa kau beroperasi di sisi sungai ini? Divanın adına sen nehrin bu kısmının hangi tarafı için çalışıyordun? |
Tujuh uskup dari Gereja Irlandia duduk berderetan dengan para juri. İrlanda Kilisesi’nden yedi piskopos hâkimlerle birlikte hâkim kürsüsünde oturuyordu. |
Anda dinyatakan bersalah oleh para juri... dan anda akan menjalani hukuman penjara seumur hidup... tanpa kemungkinan mendapat pembebasan bersyarat. Jüri sizi suçlu buldu, karara itiraz etme hakkınız yok, ömür boyu hapse mahkum edildiniz. |
Namun, ́juri- pria ́ akan dilakukan sama dengan baik. Ancak, ́Jüri- erkek ́ gibi iyi yapardı. |
Bisakah kau menjelaskannya pada juri? Jüriye açıklar mısınız lütfen? |
Pengadilan berterima kasih pada juri atas bantuannya. Mahkeme, hizmetlerinden ötürü jüriye teşekkür eder. |
Karena kalian menghilangkan juriku! Jürimi kaybettiriyorsunuz. |
Dalam minggu pertama, ia dipuji oleh juri setelah menyanyikan lagu Bruno Mars "Lockout Out of Heaven". Yılın ilk haftasında, Bruno Mars şarkısı "Locked Out of Heaven" zirvenin sahibi oldu. |
aku dengar kau menyogok juri. Jüriyle hesabın kapanmış duyduğuma göre. |
Istri dari juri nomor tujuh adalah korban dari pembajakan mobil berdarah kemarin malam. 7 numaralı jüri üyesinin karısı dün gece Queens'te ölümüyle sonuçlanan bir araba hırsızlığının kurbanı oldu. |
Dengan cara yang serupa, dalam dewan pemeriksa (juri yang meminta keterangan), para juri menimbang bukti yang ada untuk memutuskan apakah suatu tindak kejahatan telah dilakukan. Benzer şekilde, nedeni bilinmeyen ölümleri araştırmakla görevli jüri üyeleri bir suçun işlenip işlenmemiş olduğuna karar vermek üzere delilleri değerlendirir. |
Masalah sebelum pengadilan yang cukup kompleks membutuhkan perhatian seorang hakim belajar, dan terlalu rumit untuk menghadapi juri dengan. Mahkeme öncesi meseleler oldukça karışık ve bilgili jürilerin olmasını gerektiriyor,... ayrıca jüriyle karşılaşmak için de çok karmaşık. |
Kurasa juri sidang Angela sudah membuat keputusan. Sanırım Jüri, Angela konusunda karara vardı. |
Apa yang seharusnya dilakukan seorang Kristen bila dipanggil untuk bertugas sebagai juri? İsa’nın bir takipçisi jüride görev alması istendiğinde ne yapmalıdır? |
Pada akhir persidangan itu, Richard Pyne, sang hakim ketua, mengancam dewan juri bahwa jika mereka tidak menjatuhkan vonis yang diharapkan, ”para uskup hadir di situ”, mungkin maksudnya para juri itu akan dihukum. İrlanda Başyargıcı Richard Pyne ise mahkemenin sonunda jüriye eğer istenen kararı vermezlerse “saygıdeğer piskoposların orada olduğunu” hatırlatarak uygun şekilde cezalandırılacaklarını ima etti. |
Perwakilan tersebut dipilih oleh juri profesional. Şarkılar profesyonel bir jüri ile seçildi. |
Karena dia harus meyakinkan 12 juri dengan alasan yang masuk akal bahwa Alison yang membunuh Mona. Alison'ın, Mona'yı öldürmesinin arkasında yatan makul endişelerini 12 jüri üyesine inandırmak zorunda. |
Berita selalu membahas soal juri, tapi mereka tidak mengatakan kapan sidangnya. Haberlerde büyük bir jüriden bahsediyorlardı ama ne zaman olduğunu söylemediler. |
Kupikir kau menjadi hakim, juri, dan eksekutor Bence sen yargıç, jüri ve infazcı olmaktan çekiliyorsun |
Yo, penilaian juri sudah ada! Yo, dostum, hakemlerin verdikleri puanlar geldi! |
Persidangan dengan menggunakan juri juga berlangsung di Republik Romawi, meskipun ini ditiadakan di bawah pemerintahan para kaisar. Roma Cumhuriyetinde de duruşmalara jüri bakardı, fakat bu düzenleme imparatorların yönetimi sırasında kaldırıldı. |
aku tidak yakin dengan keputusan juri. Ama jurinin inanacağını düşünmüyorum. |
Ia meminta maaf kepada para juri karena sketsanya sangat sedikit, tetapi ia menambahkan, ”Bila ternyata tidak memenuhi syarat, maka akan lebih mudah untuk dimusnahkan, dan saya tidak perlu menghabiskan waktu saya maupun waktu siapa pun.” Costa jüriden basit krokisi için özür dileyerek şunu söyledi: “Plan uygun değilse, kolayca eleyebilirsiniz. Böylece ne kendimin, ne de başkasının zamanını harcamış olurum.” |
Mudah untuk mengetahui alasan juri untuk menghukumnya. Jürinin onu neden suçladığını anladık. |
Endonezya öğrenelim
Artık juri'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.