Endonezya içindeki makan ne anlama geliyor?

Endonezya'deki makan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte makan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki makan kelimesi yemek, atıştırmak, besin anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

makan kelimesinin anlamı

yemek

verb

Saya tidak dapat memahami orang yang memakan makanan sarapan untuk makan malam.
Ben akşam yemeği için kahvaltı eden insanları anlamıyorum.

atıştırmak

verb

Atau, bisakah Saudara mempersiapkan jamuan makan sederhana bersama pengawas keliling atau rohaniwan sepenuh waktu lainnya?
Birlikte bir şeyler atıştırmak için gezici gözetmeni ya da tamgün hizmet eden başka kardeşleri evinize davet edebilir misiniz?

besin

noun

Daun juga bisa membuat makanan dengan cahaya matahari.
Yapraklar da besin üretmek için güneş ışığını kullanıyor.

Daha fazla örneğe bakın

8 Melalui satu orang Gembala-Nya, Yesus Kristus, Yehuwa mengikat suatu ”perjanjian damai” dengan domba-domba-Nya yang diberi makan dengan baik.
8 Yehova, tek Çobanı Mesih İsa vasıtasıyla, en iyi şekilde beslenen koyunlarıyla bir barış ahdi kesiyor.
Makanan, air, tempat penampungan, perawatan medis, dan dukungan emosi serta rohani diberikan sesegera mungkin
En kısa zamanda yiyecek, su, barınak, tıbbi bakım, duygusal ve ruhi destek sağlanır
Kau tak ingin dimakan.
Midelerine inmek istemezsin!
Musim lalu, kamu janji mengundang kita makan malam.
Geçen kış, bizimle yemeğe kalacağınıza söz verdiniz.
Meski begitu, para saudara terus mengantarkan makanan rohani.
Bu tehditlere rağmen, kardeşler ruhi gıdanın dağıtımına devam etti.
Keibaan hati seorang ibu bahkan memotivasinya untuk mengurangi jatah makanannya sendiri agar anak-anaknya tidak sampai kelaparan.
Anne çocuklarına duyduğu şefkat sonucu beslenebilmeleri için kendi payından bile verir.
+ 20 Sebab aku akan membawa mereka ke tanah, yang telah kujanjikan dengan sumpah kepada bapak-bapak leluhur mereka,+ yang berlimpah dengan susu dan madu,+ dan mereka akan makan+ dan dikenyangkan dan menjadi gemuk+ dan berpaling kepada allah-allah lain+ dan melayaninya, dan memperlakukan aku dengan tidak hormat dan melanggar perjanjianku.
+ 20 Çünkü atalarına yeminle vaat ettiğim+ süt ve bal akan topraklara+ onları getireceğim, orada yiyip+ doyacaklar, semirecekler+ ve başka tanrılara yönelecekler,+ onlara kulluk edecek, Bana saygısızlık yaparak ahdimi bozacaklar.
Jika dia di sini, akan kubawa dia saat makan malam.
Buradaysa onu yemekten önce eve getiririm.
Aku membawakan makanan favorit Kamu, nikmatilah.
Senin sevdiğinden getirdim, yumul.
Kamu akan makan sambil memakai itu?
Temiz beyaz önlüğünü çıkartmadan mı yiyeceksin?
Kita bisa makan sisanya.
Şu kısmını yiyebiliriz.
Ada banyak penelitian, banyak kegagalan, ralat, dan kesalahan -- mungkin, lebih banyak kesalahan -- yang terjadi pada setiap dan semua makanan, jadi kami tidak selalu berhasil, dan kami perlu beberapa waktu untuk menjelaskannya kepada orang- orang.
Her bir yemek üzerinde yapılan o kadar araştırma, başarısızlık, deneme ve yanılma -- sanırım daha çok yanılma -- her zaman sonuç başarılı olmuyor, ve insanlara bunu açıklamak bizim için biraz zaman alıyor.
Perlu 10 kalori untuk menghasilkan setiap satu kalori makanan yang kita makan di wilayah Barat.
Batıda, tükettiğimiz yiyeceklerin her kalorisi için 10 kalori harcanıyor.
Dan mereka menemukan bahwa 100 persen anak yang tak makan marshmallow sukses.
Ve marşmelovu yemeyen çocukların yüzde yüz oranla başarılı olduğunu buldular.
Oh, dan mereka makan semua es krim juga.
Ve tüm dondurmaları da onlar yediler.
Mereka jadi tersedia sebagai makanan khamir.
Mayaya gıda olarak erişebilir hale geliyor.
Anda semua makan dagingnya.
Hepiniz etini yediniz.
Mampir ke rumah orangtuaku untuk makan siang?
Öğlen yemeği için bizimkilere mi uğrasak?
Terima kasih banyak atas begitu banyak riset, pelajaran, dan pekerjaan yg dilakukan untuk mempersiapkan Menara Pengawal, yg benar-benar merupakan makanan rohani.’
Gerçek bir ruhi gıda olan Kule dergisinin hazırlanması için gereken büyük çaptaki araştırma ve incelemeler için çok çok teşekkürler.”
Siapa saja bisa makan disana.
Herkes orada yiyebilir.
Kita makan dan mencari uang untuk dapat menikmati hidup.
Hayattan keyif almak için yiyoruz ve para kazanıyoruz.
Tapi, apa menyenangkan makan di sini?
Bu arada, burada açık havada yemek yemek daha mı güzel?
Makanlah.
Hemen yiyelim.
Pd saat makan bersama dan pd kesempatan yg cocok lain, anjurkan anggota-anggota keluarga untuk menceritakan pengalaman-pengalaman yg mereka dapatkan dlm dinas pengabaran.
Yemek zamanlarında ve diğer uygun fırsatlarda aile fertlerini tarla hizmetinde edindikleri tecrübeleri anlatmaya teşvik edin.
Agar lebih menarik lagi untuk dikunjungi, bagian tengah bunga aster sarat dengan serbuk sari dan nektar, makanan bergizi yang digemari banyak serangga.
Bu ziyareti daha lezzetli hale getiren, papatyanın merkezinin çiçektozu ve balözü dolu olmasıdır; bunlar da böceklere iyi gelen, besin değeri yüksek yiyeceklerdir.

Endonezya öğrenelim

Artık makan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.