Endonezya içindeki menebus ne anlama geliyor?

Endonezya'deki menebus kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte menebus'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki menebus kelimesi kurtarmak, geri almak, arıtmak, temizlemek, telafi etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

menebus kelimesinin anlamı

kurtarmak

(save)

geri almak

(redeem)

arıtmak

(redeem)

temizlemek

(redeem)

telafi etmek

(to atone)

Daha fazla örneğe bakın

Satu keputusan tidak akan dapat menebus kesalahan untuk itu
Kimse bunu telafi edemeyecek...
Ia akan menebus jiwa mereka dari penindasan dan tindak kekerasan . . .
Canlarını hileden ve zorbalıktan kurtarır . . . .
Kedengarannya kau sangat ingin menebus dosamu, sayang.
Kefaret yolunda emin adımlarla ilerliyor gibisin canım.
Tapi kau mengkhianatiku, untuk itu kau harus menebusnya..
bizi mahvettin, ve önce... bunu ödeyeceksin.
Aku tahu kata-kata yang akan terngiang-ngiang di telingamu dengan lama... dan kau akan ingin menebus apa yang kau pikirkan itu.
Bu sözlerin çok uzun bir süre kulaklarında yer edeceğini ve sırf düşününce bile bunu telafi etmek isteyeceğini biliyorum.
Yesus Kristus Sendiri menetapkan tata cara itu untuk mengingatkan kita apa yang telah Dia lakukan untuk menebus kita dan mengajar kita bagaimana kita dapat memanfaatkan dengan baik Penebusan-Nya dan dengan demikian tinggal bersama Allah kembali.
İsa Mesih’in kendisi bu kutsal töreni bizi fidye ile kurtarmak için ne yaptığını ve O’nun Fidye ile Kurtuluşu’ndan nasıl yararlanabileceğimizi öğretmek amacıyla ve böylece Tanrı ile birlikte yaşayabileceğimizi bize hatırlatmak için başlatmıştır.
aku mencoba untuk menebus kesalahanku
Yanlış hareketlerimi telâfi etmeye gayret ederim.
Aku harus menebusnya.
Sözümü yerine getirmem gerek.
Ia akan menebus nyawa mereka dari penindasan dan kekerasan, darah mereka mahal di matanya.”—Mazmur 72:12-14.
Canlarını hileden ve zorbalıktan kurtarır, ve gözünde onların kanı değerli olur.”—Mezmur 72:12-14.
Aku janji, aku akan menebus apa yang kulakukan.
Cezamı çekeceğime söz veriyorum.
Teman-temanku mengendarai Porsche dan aku harus menebus kesalahan...
Dostlarım Porsche kullanıyor. Onlara ayak uydurmalıyım.
Hanya kehidupan manusia yang sempurnalah yang dapat membayar harga tebusan demi menebus keturunan Adam dari perbudakan akibat dijual oleh bapak pertama mereka.
Âdem’in soyunu, ilk babaları tarafından satıldıkları kölelikten kurtarmak üzere gereken fidye bedelini ancak kusursuz bir insan yaşamı ödeyebilirdi.
Dia hanya ingin Anda untuk menerima dia, dan dia berharap bahwa tindakan terakhirnya akan menebus dirinya di mata Anda.
Sadece onu kabullenmeni istemiş ve ummuş ki bu yaptığı senin onu bağışlamanı sağlar.
Di hadapan saksi-saksi yang sama Boas kemudian menebus Rut sebagai istrinya.
Boaz aynı tanıkların önünde Rut’u eş olarak alır.
Kita membaca di Ibrani 9:15-17, ”Karena itu Ia [Kristus] adalah perantara dari suatu perjanjian yang baru, supaya mereka yang telah terpanggil dapat menerima bagian kekal yang dijanjikan, sebab Ia telah mati untuk menebus pelanggaran-pelanggaran yang telah dilakukan selama perjanjian yang pertama.
İbraniler 9:15-17’de şöyle okuyoruz: “Bu sebepten [İsa] yeni ahdin meyancısıdır, ta ki, birinci ahdin altında olan suçların fidyesi için ölüm vuku bulmuş olarak, davet edilenler ebedî miras vadini alsınlar.
”Ia [Raja Almasih yang dilantik Allah] akan menebus nyawa mereka dari penindasan dan kekerasan.”
“Canlarını hileden ve zorbalıktan [Tanrı’nın tayin edilmiş Mesihi Kralı] kurtarır.”
+ 27 Dan jika itu dari antara binatang haram+ dan ia harus menebusnya sesuai dengan nilai yang ditaksir, ia harus menambahkan seperlimanya kepada nilai itu.
+ 27 Fakat kirli sayılan hayvanlardansa,+ sahibi, belirlenen bedelin üzerine beşte birini ekleyerek geri satın alabilir.
Sekarang adalah kamu siap untuk menebus sendiri?
Şimdi kendini kurtarmaya hazır mısın peki?
Kau bersembunyi di pegunungan karena kau merasa perlu menebus kesalahanmu.
O dağda saklandın çünkü bir şeyi telafi etmen gerektiğine dair bir hissin vardı.
Aku ingin " menebus dosa lampau ".
Geçmiş günahlarımı affettirmeye çalışıyorum.
Kemudian aku sendiri menebus mereka, tetapi mereka telah mengatakan dusta bahkan terhadap aku.”
Kendilerini kurtarmaya kalktığımda Benim hakkımda bile yalanlar uydurdular.”
Menebus mungkin sulit.
Kefalet zor görünüyor.
+ Dengan demikian orang-orang menebus+ Yonatan, dan ia tidak mati.
+ Böylece halk Yonatan’ı kurtardı,+ o öldürülmedi.
Masih ada cara menebus dosa-dosamu.
Günahlarınızı telafi etmenin bir yolu olabilir hâlâ.
Itu adalah waktu yang salah untuk mencoba menebus kesalahan.
İşleri düzeltmek için yanlış bir zamandı.

Endonezya öğrenelim

Artık menebus'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.