Endonezya içindeki menemani ne anlama geliyor?
Endonezya'deki menemani kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte menemani'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki menemani kelimesi eşlik etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
menemani kelimesinin anlamı
eşlik etmek
Paulus memulai pelayarannya dengan naik kapal apa, dan siapa yang menemaninya? Pavlus yolculuğuna nasıl bir gemiyle başladı? Ona kimler eşlik etti? |
Daha fazla örneğe bakın
Kurasa aku harus menemanimu. Belki de içeride size eşlik etmeliyim. |
Ibu sudah membantu kita agar menemanimu disini. Annem seninle burada kalıp büyük bir iyilik yapıyor. |
Dan kau akan punya dua saudari untuk menemanimu. Ayrıca sana arkadaşlık edecek iki güzel kız kardeşin olacak. |
Seorang wanita yang dibesarkan oleh orang-tua yang takut akan Allah menjelaskan, ”Kami tidak pernah sekadar mengekor dengan menemani orang-tua dalam pengabaran mereka. Tanrı’dan korkar ana-babası tarafından yetiştirilen bir kadın şunları açıklıyor: “Biz hiçbir zaman yalnızca onların yaptığı işe eşlik ederek ana-babamızın peşine takılan kimseler olmadık. |
Dia seperti ksatria yang bisa menemani kita mencari pedang itu. Baksana kız savaşçı galiba, kılıç konusunda bize yardımı olabilir. |
Philip sering menemani Michelle dalam pelayanan dari rumah ke rumah Philip çoğu kez evden eve hizmetinde Michelle’e eşlik ediyor |
Meskipun ada istri-istri yang dapat menemani suami mereka, bahkan membantu di lokasi, namun ada pula istri-istri yang mesti merawat anak-anaknya yang masih sekolah dan mengurus bisnis keluarga. Bazı biraderlerin eşleri kocalarına eşlik edebilir, hatta inşaat alanında yardım edebilirken, diğerlerinin bakmaları gereken okul çağında çocukları veya aileye ait ilgilenmeleri gereken ticari bir işleri var. |
Aku sudah bosan dimintai kencan terus dan menemani makan malam di hotel. Randevulara davet edilmekten ve bir otelde akşam yemeği yemekten bıktım usandım. |
Kadang, kita hanya perlu menemani yang berduka dan mengucapkan kata-kata sederhana seperti ”saya ikut sedih ya”. Genellikle yapılması gereken tek şey yaslı kişinin yanında olmak ve basit ama içten bir ifadeyle üzüntümüzü belirtmektir. |
Aku bisa menemanimu lewat terowongan. Tünelleri geçebilirim. |
Aturlah agar mereka berdinas bersama saudara-saudari muda yang bisa menemani mereka. Bazı durumlarda, yaşlı bir kardeşi ona fiziksel olarak yardım edebilecek genç bir kardeşle eşleştirebilirsiniz. |
Well, karena kau adalah wanita cantik, menyenangkan, cerdas...... yg mau menemaniku di saat# luar biasa ini Çünkü sen birlikte oldukça muhteşem zaman geçirdiğim...... güzel, eğlenceli ve akıllı bir bayansın |
Sansak tinju, senjata dan pisau yang terus menemani dia. Boks torbaları, tabancaları ve bıçakları onu elinde tuttu. |
Sewaktu saya menjabat tangannya, saya memiliki kesan yang kuat bahwa saya perlu berbicara dengannya dan menyediakan nasihat, dan karena itu saya menanyakan kepadanya apakah dia mau menemani saya ke sesi Minggu pagi keesokan harinya agar ini dapat diselesaikan. Tokalaştığımızda onunla konuşmam ve tavsiyelerde bulunmam gerektiğine dair içimde güçlü bir his uyandı ve bunu yapabilmem için ondan ertesi gün benimle Pazar sabahı toplantısına gelmesini istedim. |
Lagipula, Nenek akan menemaniku. Ayrıca, bana eşlik etmesi için nineyi yanıma alıcam. |
Sewaktu diadakan acara-acara nasional bersama para selebriti dari luar negeri, saya menemani kepala sekolah untuk merangkai bunga untuk acara itu. Ulusal bayramlar yurtdışından gelen ünlülerle kutlandığında, kutlama için çiçek düzenlemesi yapan müdürümüze eşlik ederdim. |
Aku akan menemani Jendral Xiang. Ben Kumandan ile kalacağım. |
Mereka menemani anggota Badan Pimpinan ke kebaktian istimewa dan internasional. Onlar özel bölge ibadetlerinde ve uluslararası ibadetlerde Yönetim Kurulu üyelerine eşlik ederler. |
Bagaimana jika ada yang menemani? Ya sana eşlik edecek biri olsaydı? |
Mungkin aku ingin menemanimu. Belki de sana eşlik etmek istiyorumdur. |
Maggie menemaninya? Maggie yanında mı? |
Kau pasti bosan jika aku terus yang menemanimu. Benim arkadaşlığımdan sıkılmışsındır. |
Monyet harus di sini menemani ayah kalian, jadi Ayah tidak sendirian selama akhir pekan. Monkey'nin evde kalması ve babana arkadaşlık etmesi gerekiyor ki baban da bütün hafta sonunu yapayalnız geçirmesin. |
Saya mengamati bahwa dia menyisakan sebagian makanannya untuk Jimmy, yang setiap malam menemaninya di samping tempat tidurnya. Fark ettim ki, Eliser yemeğini yemeyip geceleri başucunda bekleyen Jimmy’yle paylaşıyordu. |
3 Selama tahun terakhir pelayanan Yesus, tiga rasulnya, Petrus, Yakobus, dan Yohanes menemaninya ke sebuah gunung yang tinggi, mungkin ke tebing Gunung Hermon. 3 İsa, hizmetinin son yılında resulleri Petrus, Yakub ve Yuhanna ile birlikte yüksek bir dağa, muhtemelen Hermon Dağının sırtlarına çıktılar. |
Endonezya öğrenelim
Artık menemani'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.