Endonezya içindeki menggigil ne anlama geliyor?

Endonezya'deki menggigil kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte menggigil'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki menggigil kelimesi titremek, ürpermek, titreme, sarsmak, sarsılmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

menggigil kelimesinin anlamı

titremek

(thrill)

ürpermek

(quiver)

titreme

(shudder)

sarsmak

(shake)

sarsılmak

(shudder)

Daha fazla örneğe bakın

Dia terserang demam di siang hari dan menggigil di malam hari.
Gündüzleri ateşi, geceleri de titremesi oluyor.
Lihatlah Dia Menggigil melihat kematiannya.
Bakın ölümden nasıl da korkup, titriyor.
Aku merasa menggigil.
Sanırım ürperdim.
Punggungku Menggigil Jadinya.
Sırtımda bir ürperti var.
Ikan menggigil.
Balıklar üşüyor.
Kau menggigil.
Titriyorsun.
Saya beberapa kali demam tinggi dan menggigil sampai mengigau.
Titreme ve ateş nöbetleri bazen bilincimi kaybetmeme yol açıyordu.
Banyak menggigilkan, seperti yang Anda lihat, dilemparkan ke dalam awan debu,
Gördüğünüz gibi, toz bulutunun arkasında çok miktarda enkaz var.
Ia menggigil gemetar.
Titriyordu.
Sembunyikan di balik batu dan menggigil ketika ksatria dari perjalanan Vale oleh?
Vadi'nin şövalyeleri geldiklerinde kayaların arkasına saklanıp korkudan titrerler?
Demam yang sangat tinggi, sakit kepala dan menggigil akan mulai, tidak lama kemudian disusul dengan kejang dan rasa sakit yang menusuk di tulang belakang.
Çok yüksek ateş, başağrıları ve titreme başlar, bunları çırpınmalar ve belkemiğine bıçak gibi saplanan ağrılar izler.
Pasien kebanyakan menggigil, mual, iskemia, sepertinya terkejut.
Titreme, unutkanlık ve mide bulantısı olan bir hasta geldi, belli ki şoktaydı.
Kau lihat aku menggigil kedinginan?
Soğuktan yanmışa mı benziyorum?
Sedikit menggigil.
Biraz sarsildim.
Ia dimulai dengan menggigil, gatal- gatal
Titreme ve kaşıntıyla başlar
Tidak ada pemanas di sana, dan umat yang kedinginan itu segera menggigil.
Toplantı binaları ısıtılmadığından, üşüyen kilise üyeleri bir süre sonra tir tir titremeye başlıyorlardı.
Kau tahu, ketika Anda mendapatkan menggigil, itu berarti tubuh Anda melawan infeksi.
Biliyorsun üşütmek, vücudunun bir enfeksiyonla savaştığı anlamına gelir.
Menggigil sampai gemetar
Şiddetli titreme
Oh, kau kedinginan dan menggigil.
Ama üşütmüş, titriyorsun.
Menggigil adalah cara tubuhmu menghangatkan dirimu sendiri.
Titreme, vücudunun kendini ısındırmaya çalışma şeklidir.
Dan tentu saja, mendengar nada bicara yang mereka gunakan, rasanya sangat menakutkan dan rasanya saya menggigil ketakutan.
Ve elbette, kullandıkları ses tonu oldukça korkutucuydu, içten içe titriyordum.
Kemudian Yehuwa memerintahkan mereka untuk menyeberang dan merebut daerah sebelah utara Sungai Arnon, dengan mengatakan: ”Pada hari ini Aku mulai mendatangkan ke atas bangsa-bangsa di seluruh kolong langit keseganan dan ketakutan terhadap kamu, sehingga mereka menggigil dan gemetar karena engkau, apabila mereka mendengar tentang kamu.”
O nesildeki tüm savaşçılar ölüp gittikten sonra Yehova halka Arnon Vadisi’nden geçip oranın kuzeyindeki toprakları mülk edinmelerini emrederek şöyle demiştir: “Bugünden itibaren, senin haberini alan gök altındaki tüm halkları karşında korkuya ve dehşete düşüreceğim; telaşa kapılacaklar, senin yüzünden onları doğum sancıları tutacak” (2:25).
Pulau ini memberi saya menggigil.
Bu ada içimi ürpertiyor.
Setiap detik yang ku lalui, Aku menggigil ketakutan Takut terjadi apa-apa padamu.
Sana bir şey olur diye.

Endonezya öğrenelim

Artık menggigil'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.