Endonezya içindeki menitipkan ne anlama geliyor?
Endonezya'deki menitipkan kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte menitipkan'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki menitipkan kelimesi emanet etmek, güvenmek, teslim etmek, itimat, tevdi etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
menitipkan kelimesinin anlamı
emanet etmek(commend) |
güvenmek(entrust) |
teslim etmek(trust) |
itimat(trust) |
tevdi etmek(entrust) |
Daha fazla örneğe bakın
Ini adalah larva mikroskopis dari teritip, spons dan yang paling penting, karang. Bunlar midyelerin, süngerlerin ve en önemlisi mercanların mikroskobik larvalarıdır. |
Kau mungkin beruntung dari tenggelam, sebelum terkoyak-koyak oleh teritip. Şanslıysa hemen boğulacaktır yoksa geminin altındaki midyeler onu rendeleyecek. |
Dan kita menitipkan jiwanya kepada Yang Kuasa, Tuhan kita.... Ruhunu Tanrı'ya emanet ediyoruz. |
Mama harus bekerja terus untuk mencukupi biaya rumah tangga, menitipkan saya dan kakak perempuan saya kepada para tetangga seusai sekolah. Annem geçimimizi sağlamak için devamlı çalışmak zorundaydı; ablamı ve beni okuldan sonra komşulara bırakıyordu. |
Aku ingin menitipkan pesan. Mesaj bırakmak istiyorum. |
* Maka, gembala yang pergi mencari domba yang tersesat itu bisa menitipkan domba-dombanya untuk sementara agar diurus oleh rekan gembalanya. Çobanlar, sürülerinin başka sürülerle kaynaşması için genellikle bir arada dururlar. |
Namun, siapa dalam rumah tangga Nero yang menitipkan salam kepada orang Kristen di Filipi?—Filipi 4:22. Peki Neron’un ev halkından Filipi’deki İsa’nın takipçilerine kim selam göndermek isteyebilirdi? (Filipililer 4:22). |
ibuku tampaknya selalu menitipkanku pada temannya yang punya kapal saat dia mengerjakan kasusnya. Annem ne zaman şu dava üzerinde çalışıyor olsa beni teknesi olan arkadaşlarına yamıyor. |
Ia menitipkan permintaan maafnya Özürlerini yolluyor. |
Dia tidak memiliki makanan untuk anaknya, jadi mereka makan apa pun yang mereka bisa menemukan, bahkan mengunyah teritip dari batuan. Yavrulara verecek yiyecek yok bu yüzden ne bulursa yiyorlar, kayalara yapışık midyeleri bile. |
Bisakah aku menitip kotak ini? Acaba sandığıma dikkat eder misiniz? |
Dia menitipkan beberapa hal kecil untuk kami supaya kita meringankan beban. Yükünü hafifletmek amacıyla küçük meseleleri bize emanet ediyor. |
Aku menitipkan busur ini padamu sampai anak ini dewasa. Çocuklar büyüyene kadar yayı sana emanet ediyorum. |
Seseorang bernama JANG Kun-bong menitipkan ini untukmu kemarin. Dün JANG Kun-bong adında biri bunu senin için bıraktı. |
ketika aku menangkap Gil, aku harus menghadiri sidang, jadi aku menitipkannya. Gil'i tutukladığım sırada mahkemeye yetişmem gerekiyordu. |
Tetapi, kebanyakan orang akan menitipkan surat melalui kenalan, atau bahkan orang asing, yang akan pergi ke tempat yang dimaksud. Ama çoğunlukla mektuplar, o istikamete yolculuk eden tanıdıklar, hatta yabancılar aracılığıyla gönderilirdi. |
16 ”Sekarang, Ibu ingin agar saya menitipkan anak perempuan saya kepadanya, persis seperti ia menitipkan saya kepada ibunya.” 16 Vicky sözlerine şöyle devam ediyor: “Annem, tıpkı geçmişte beni annesine gönderdiği gibi şimdi de benden kızımı ona göndermemi istiyor. |
Kita akan menitipkannya, ya kan, kawan? Hepimiz teslim edeceğiz, değil mi çocuklar? |
Melepaskan teritip pemisahan. Ayrılık kıskançlığı çıkarma. |
Manajerku, Yank Lewis, menitip salam untukmu. Menajerim Yank Louis selamlarını iletti. |
Ibunya pergi ke sungai untuk mencuci, dan menitipkannya pada tetangga. Bu sırada Ordu gelip onu aldı ve helikopterle alıp götürdü ve bir daha da hiç görülmedi. |
Wahai Tuhan Yang Maha Kuasa, kami menitipkan saudara kami Michael Dan menyerahkan badannya ke tanah. Yüce Tanrım kardeşimiz Michael'ı sana bedenini ise toprağa emanet ediyoruz. |
Pearl menitip surat untukmu. Pearl yollamış. |
Apa aku bisa menitipnya di sini? Doktor hanımı sana emanet edebilir miyim? |
Rupanya ia menitipkan manuskrip tersebut kepada wanita Kristen bernama Febe, anggota sidang Kengkrea yang dekat dari situ, yang sedang bepergian ke Roma. Anlaşıldığı gibi, bizzat yazdığı mektubu, Roma’ya seyahat eden ve Kenhrea cemaatinin bir üyesi olan Fibi ismindeki Hıristiyan bir kadına emanet etti. |
Endonezya öğrenelim
Artık menitipkan'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.