Endonezya içindeki narkoba ne anlama geliyor?
Endonezya'deki narkoba kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte narkoba'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki narkoba kelimesi Uyuşturucu anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
narkoba kelimesinin anlamı
Uyuşturucu(jawa) Begitu tetangga melihat John menjual narkoba, dia melaporkannya ke pihak berwajib. John'un komşusu John'u uyuşturucu satarken görünce, onu ihbar etti. |
Daha fazla örneğe bakın
Aku kira lagu itu tentang narkoba. Ben o şarkının uyuşturucu hakkında olduğunu sanıyordum. |
Mengetahui alasan mengapa manusia mati maupun solusi bagi masalah-masalah manusia telah memberikan motivasi dan keberanian dalam diri banyak orang untuk membebaskan diri dari kecanduan narkoba. Ölümün nedenini ve insanlığın sorunlarının çözümünü bilmek, birçok kişiye madde bağımlılığından kurtulmaları için teşvik ve cesaret vermektedir. |
Aku juga tidak percaya pada narkoba. Ben de uyuşturucudan yana değilim. |
Penyewa yang tewas, Ben Tuttle, penyalahgunaan narkoba, transaksi tiba-tiba di rekening bankmu, dan sekarang, perampokan. Uyuşturucu bağımlısı, ölü kiracı Ben Tuttle banka hesabınızda yeni yapılmış işlemler, şimdi ise haneye tecavüz. |
Tidak seperti narkoba. Eroin gibi değil. |
Masuk dalam perampokan dan penyerangan bersenjata, tapi dalam sistem dia disebut pembunuh bayaran, mengendalikan narkoba, bergerak di dalam sistem, antar penjara, antar negara. Silahlı soygun ve saldırıdan gelmişti, ama sistem içinde onun bir kiralık katil olduğu, hapishaneler ve eyaletler arası cinayetleri ve hareketleri kontrol ettiği söyleniyor. |
Narkoba? Uyuşturucu mu? |
Ketika aku keluar dari militer, aku memakai narkoba, um... Ordudan ayrıldığım zaman bir sürü tuhaf işe girip çıktım. |
Pria yang menyeludupkan begitu banyak narkoba ke negara ini. Adam ülkeye çok fazla kaçak uyuşturucu sokuyor. |
Pengedar narkoba. Torbacı. |
Mereka Taliban, yang dilakukan mereka menempatkan perdagangan narkoba di resesi sebelum 9 / 11. Lanet Taliban, onlar zaten uyuşturucu işini 9 Eylülden önce krize sokmuşlardı. |
Bahkan orang kerdil harus memakai narkoba utk bertahan. Cüceler bile buraya katlanmak için çözümü uyuşturucuda arıyorlar. |
Kalau begitu beri dia narkoba. O zaman ona ilaçları ver. |
Dia pengedar narkoba, pembunuh polisi. Adam bir metamfetamin satıcısı, polis katili. |
Aku mendapatkannya dari pengedar narkoba. Uyuşturucu tacirinin birinden aldım. |
Mencabut tuntutan karena narkoba tidak akan jadi masalah bagi pengacaraku, tapi pembunuhan... Uyuşturucu suçlamasını düşürmek avukatlarım için bir sorun olmayacaktır ama cinayet... |
Baru saja sepasang pengedar narkoba saling perang demi... demi menjual narkoba untuk para pecandu di lebih banyak wilayah. Birkaç tane uyuşturucu satıcısı, daha fazla yerde daha fazla keşe daha fazla uyuşturucu satmak için birbirleriyle savaşıyor. |
Dia menjual narkoba untuk pemerintah. O uyuşturucuyu devlet adına satıyordu. |
□ Memakai narkoba ❑ Uyuşturucu kullanmak |
Pemindaian otak para pemakai rutin ekstasi telah memberikan bukti fisik bahwa ekstasi bukanlah narkoba yang tak berbahaya seperti kata para penjualnya. Devamlı ecstasy kullananların beyin tomografilerinde, satıcıların iddia ettiği gibi zararsız bir madde olmadığını gösteren fiziksel bulgular saptanmıştır. |
Beberapa dokter berpendapat bahwa pornografi dapat menyulut kecanduan yang jauh lebih sulit ditanggulangi daripada kecanduan narkoba. Bazı doktorlar pornografinin, uyuşturucu bağımlılığından daha zor tedavi edilebilen bir bağımlılık yaratabileceğini iddia ediyor. |
Jika ayah atau ibumu kecanduan alkohol atau narkoba, bagaimana kamu bisa menghadapinya? Baban uyuşturucu veya alkol bağımlısıysa ne yapabilirsin? |
Selain melihat foto porno, apakah kau juga memeriksa penyimpanan narkoba? Porno fotoğraflarının yanı sıra uyuşturucu depolarına baktınız mı? |
Jika hal ini sampai tersebar dimana Anderson Financial mensponsori pesta seks dan narkoba di kapal pesiarku, klien lain akan berhenti. Eğer Anderson Financial'ın yatımda uyuşturucuyla beslenen seks partilerine sponsor olduğu ortaya çıkarsa kurumsal müşteriler basıp gider. |
Orang tua kami memberitahu kami ini adalah suku pejuang hebat tapi sekarang semuanya terlibat narkoba atau di penjara atau terbunuh. Ailelerimiz bize eskiden nasıl büyük bir savaşçı kabilesi olduğumuzu anlatır fakat artık herkes ya uyuşturucu kullanıyor, ya hapiste ya da öldürülüyor. |
Endonezya öğrenelim
Artık narkoba'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.