Endonezya içindeki paha ne anlama geliyor?

Endonezya'deki paha kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte paha'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki paha kelimesi but, uyluk, kalça, but (et) anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

paha kelimesinin anlamı

but

noun

Adik kecil dijual bukan kerana dia makan paha ayam.
Bebek kardeş but yediği için satılmadı.

uyluk

noun

Kaki mereka jadi tebal serta kokoh, dan otot paha menjadikan mereka pelari yang cukup tangguh.
Bacakları kalınlaştı, ayakları sağlamlaştı ve yeni geliştirilen uyluk kasları onları zorlu koşuculara çevirdi.

kalça

noun

Dan ini adalah tulang paha kiri atau tulang paha seharusnya...
Bu da sol kalça kemiğinin ya da uyluğun olması gereken yer.

but (et)

(pelvis ve diz arasındaki alan; üst bacak)

Daha fazla örneğe bakın

+ Lengkung pahamu bagaikan perhiasan,+ buatan tangan seorang artisan.
+ Kalçalarının kıvrımı, usta elinden çıkma mücevher+ gibi.
Tubuh mereka menjadi elegan dan langsing -- mereka benar- benar tak punya paha; mereka hanya mempunyai betis elegan yang bertumpuk.
Ve zarif ve narin olurlar - gerçekten uylukları yoktur; sadece bir diğerinin üzerinde duran zarif kıvrımları vardır.
Menurut Daniel pasal 2, mimpi ini adalah tentang sebuah patung yang sangat besar dengan kepala emas, dada dan lengan perak, perut dan paha tembaga, tungkai bawah besi, dan kaki dari besi bercampur dengan tanah liat.
Daniel’in 2. babına göre, Nebukadnetsar düşte başı altından, göğüs ve kolları gümüşten, karnı ve kalçaları tunçtan, bacakları demirden ve ayakları demir ve balçık karışımından olan devasa bir heykel gördü.
The mencium napas manis bibir dan paha... dan mata biru langit yang cinta. "
Dudak ve kalçaların tatlı sıcak öpücüğü ve seven gök mavisi gözlerden başka. "
Well, Mark suka paha.
Mark bacaklardan da hoşlanır.
Karena jika Anda duduk lama di musim panas dengan celana pendek Anda akan pulang dengan merek sementara dari elemen cerita itu di paha Anda.
Bankın üzerine sıcak bir yaz gününde şortla uzun süre oturduğunuzda banktaki çizimlerin izleri poponuza geçecektir.
Sebenarnya, tulang pahaku.
Uyluğumdan aslında.
Caramu mengencangkan pahamu di bawah meja.
Masanın altında uyluklarına baskı yapman.
Merasa dingin mungkin bagus baja melawan pahaku lagi.
Belki de o soğuk ve sert çeliği bacağımda hissetmek çok güzel olacak.
Itu titanium pangkal paha.
Titanyum kalça protezi.
Beberapa tahun yang lalu, sewaktu menghadiri kebaktian distrik, kaki saya mulai tidak berfungsi, dan sesudah itu persendian tulang paha saya dua kali dioperasi.
Birkaç yıl önce, bir bölge toplantısındayken bacaklarım tutmamaya başladı ve sonra kalça eklemlerimden iki ameliyat geçirdim.
Dan pada jubahNya dan pahaNya tertulis suatu nama, yaitu: ’Raja segala raja dan Tuan di atas segala tuan.’”
Ve esvabı üzerinde ve kalçası üzerinde: KIRALLARIN KIRALI VE RABLERİN RABBİ, diye yazılmış bir isim vardır.”
Seseorang yang tidak dikenal, yang ternyata malaikat, bergelut dengan Yakub semalaman, dan dengan satu sentuhan ia menggeser rongga sendi paha Yakub.
Melek olduğu sonradan anlaşılan bir yabancı, bütün gece onunla güreşti ve bir dokunuşta Yakub’un uyluk kemiğini yerinden çıkardı.
tentu di jepit diantara dua pahanya!
O fahişenin bacakları arasında giriyor!
Kau lebih suka kalau yang diraba pahamu?
Senin bacağına koymamı mı tercih ederdin?
Kurasa pahaku kelihatan sangat gemuk dengan pakaian ini.
Şey, sanırım kalçalarım bu kıyafetle çok şişman görünüyor.
Rasanya gak nyaman di pahaku.
Giydiklerim iyi değil.
Kalau saya mengangkat dagu, saya dapat merasakan lapisan kulit pada kedua paha saya bergerak.
Çenemi yukarı kaldırdığımda, uyluklarımdaki derinin hareket ettiğini hissedebiliyordum.
Karena aku punya otot yang kaku tepat di atas pangkal pahaku.
Çünkü şurada, kalçamın üzerinde hafif bir ağrıma var.
Lenganku lebih besar dari pahanya.
Benim kollarım onun bacaklarından daha kalın.
Dan kau tidak akan meraba-raba pahaku untuk mencari popcorn?
Patlamış mısır yerken, dizime uzanmayacaksın.
Dia berkata tidak ada yang menyukai gadis dengan paha seukuran batang pohon.
Kimse kütük gibi kalçaları olan bir kızdan hoşlanmaz dedi.
Singh memberikan komentar bahwa ”film menunjukkan [macan tutul itu] duduk pada pangkal pahanya dan meninju seraya sang anjing menyerang dia—namun ia tidak berupaya untuk merobohkan penyerangnya.
Singh’in yazdığına göre, “bir film, [leoparı] sağrısı üzerinde oturup köpek ona saldırırken boks yapar şekilde göstermektedir—fakat saldırganı yere devirmek için hiç gayret göstermemektedir.
Dalam upaya mencegah peregangan otot-otot yang sering memicu kejang-kejang, maka otot-otot tulang belakang, perut, dan paha perlu kencang dan kukuh.
Sık sık spazmlarla sonuçlanan sırt zorlanmasını önlemek için, sırt, karın ve kalça kasları güçlü ve sağlam kalmalı.
Begitu agresifnya penyakit itu sehingga pada akhir September 1996, kulit saya sudah kaku mulai dari ujung kepala, badan, sampai ke bagian tengah paha, lalu dari kedua kaki saya naik ke lipatan belakang lutut.
Hastalığım öyle hızlı ilerliyordu ki, Eylül 1996’nın sonlarında başımdan gövdeme ve uyluğumun yarısına kadar; ayrıca ayaklarımdan dizlerimin arkasına kadar olan bölgede derim gerilmişti.

Endonezya öğrenelim

Artık paha'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.