Endonezya içindeki pasrah ne anlama geliyor?

Endonezya'deki pasrah kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pasrah'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki pasrah kelimesi önce gelmek, önce gitmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

pasrah kelimesinin anlamı

önce gelmek

önce gitmek

Daha fazla örneğe bakın

Tapi faktanya, orang Kristen juga bangga karena mereka berpasrah pada Tuhan.
Ama aslında, Hıristiyanlar da Tanrı'ya teslim olmalarıyla iftihar ederler.
Maksudku, dalam hati kita berharap pasangan yg pas, jadi kenapa kita harus pasrah?
İçimizde bir yerde neyin daha iyi olduğunu biliyoruz o yüzden neden standartlarımızı hep aşağı çekiyoruz?
Kepasrahan atas kehendak Tuhan itu mutlak.
Allah'a tam itaat.
Ingat saya tadi telah mengutip kalimat ini -- "Orang yang berpasrah diri menaati sabda Tuhan, bahkan bila hal itu tidak masuk akal."
Unutmayın, şöyle demişti: "Teslim olanlar, -anlamsız da olsa- Tanrı'nın sözüne itaat ederler."
Tapi, sikap bersahaja itu bukan berarti pasrah, seperti berpikir ”yah, saya sudah tua, sudah tidak berguna lagi”.
Fakat makul olmak ‘Ben artık yaşlandım, bundan sonra kimseye yararım dokunmaz’ diyerek kabuğuna çekilmek anlamına gelmez.
Jika benar-benar dilanda kesepian, apakah saudara pasrah saja?
Yalnızlık ansızın gelip çatarsa, siz çaresiz bir kurban olmak zorunda mısınız?
Kau akan mempertaruhkan nasib kota di tangan warga yang ketakutan dan pasrah?
Kasabayi korkmus ve umutsuz insanlarin eline mi birakacaksin?
Dan saya bingung bagaimana dia bisa berpasrah seperti itu.
Nasıl bu kadar kabullenebilmiş, olduğunu merak ettim.
Seperti keadaan kita yang sudah pasrah, kita bertahan di kapal ini lebih lama lagi.
Bu gemide daha fazla kalırsak bizim de olacağımız gibi aptallaştırabilir.
Pasrahlah, Stephen.
Teslim ol Stephen.
Di saat tertentu, kalian harus pasrahkan pada anak - anak.
Bir yerden sonra, işleri çocuklara bırakmak gerekir.
Akibatnya, ia pasrah dan tidak mau berupaya.
Bunun sonucunda da, tamamen başarısız olduğunu düşünüp pes eder.
12, 13. (a) Apa buktinya bahwa Yusuf tidak pasrah dengan keadaannya?
12, 13. (a) Yusuf’un yaşadığı adaletsizlikler karşısında pes etmediğini neden söyleyebiliriz?
Beberapa faktor yang berkaitan dengan bunuh diri mencakup ”depresi, perasaan tanpa harapan dan pasrah, serta penyalahgunaan minuman beralkohol dan narkoba”, lapor Reuters.
Reuters’in haberine göre, intiharla bağlantılı etkenlerden bazıları “depresyon, ümitsizlik ve çaresizlik duyguları, alkol ve diğer madde bağımlılıklarıdır.”
" Orang yang berpasrah diri menaati sabda Tuhan, bahkan bila hal itu tidak masuk akal. "
" Teslim olanlar, - anlamsız da olsa - Tanrı'nın sözüne itaat ederler. "
Pandangan umum bahwa ”dokter mengetahui apa yang paling baik” menyebabkan kebanyakan pasien pasrah kepada kesanggupan dan pengetahuan seorang dokter.
“Doktor en iyisini bilir” genel görüşü çoğu hastanın kendisini, doktorun beceri ve bilgisine bırakmasına neden olmaktadır.
Apakah Anda sebaiknya pasrah saja dengan suasana dingin seperti itu?
Durumu kabullenip çocuğunuzu böyle uzaktan mı seyredeceksiniz?
Orang yang berpasrah diri menaati sabda Tuhan, bahkan bila itu tidak masuk akal. "
" Teslim olanlar, - anlamsız da olsa - Tanrı'nın sözüne itaat ederler. "
Ibu butuh bantuan dan Ayah hanya pasrah kepada Tuhan.
Yardıma ihtiyacı vardı ve sen de onu Tanrı'nın ellerine bıraktın.
Seperti saat ia Berpasrah Diri... Berjalan di Api tanpa Terluka.
Bugün gibi bir günde, kendini tanrıya emanet edip ateşe atmış ama azıcık olsun yanmamıştı.
Orang yang berpasrah diri menaati sabda Tuhan, bahkan bila itu tidak masuk akal."
"Teslim olanlar, -anlamsız da olsa- Tanrı'nın sözüne itaat ederler."
Dan ibuku, dia hanya pasrah.
O bununla yaşadı.
Kenyataannya, satu-satunya cara kita dapat kalah di perlombaan itu adalah dengan akhirnya pasrah atau menyerah.
Aslında yarışı kaybedebilmemizin tek yolu tamamen pes etmek ya da vazgeçmektir.
Kau pasrah seperti seorang cewek yang memohon untuk ditiduri.
Bir tek içine yarrak almayı bekleyen karılar gibi yalvarmadığın kaldı.

Endonezya öğrenelim

Artık pasrah'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.