Endonezya içindeki pembicara ne anlama geliyor?

Endonezya'deki pembicara kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pembicara'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki pembicara kelimesi spiker, sunucu anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

pembicara kelimesinin anlamı

spiker

noun

Seorang penyiar radio berbicara di mikrofon, dan beritanya terdengar sampai ribuan kilometer jauhnya.
Bir spiker, bir mikrofondan konuşur ve sesi binlerce kilometre uzaktan duyulur.

sunucu

noun

Setiap kali dia bicara, aku mencium bau meja pembaca berita.
Ne zaman agzini açsa, ana haber sunucusu kokusu aliyorum.

Daha fazla örneğe bakın

Tapi itu pernikahan Anda yang sedang kita bicarakan, Noc.
Ama konuştuğumuz şey senin düğünün, Noc.
Aku tidak ingin membicarakannya.
Konuşmak istemiyorum.
Jangan hanya membicarakan kesalahan-kesalahan yang lampau, tapi bicarakanlah prinsip-prinsip yang berlaku, bagaimana hal itu dapat dipakai dan mengapa hal itu penting untuk kebahagiaannya di kemudian hari.
Bunu yaparken hep sadece geçmişte yaptığı şeyleri teker teker saymayın, fakat daha çok bu meselede söz konusu olan prensipleri, bunların nasıl uygulanabileceğini ve bunlara uymanın sürekli mutluluk için neden bu kadar önemli olduğunu belirtin.
Ada banyak orang, seperti saya contohkan, yang luar biasa, yang meyakini hak- hak wanita di Saudi, dan berusaha, meskipun dengan mengahadapi banyak kebencian, karena berbicara dan menyuarakan pandangan mereka
Demin size bazı örneklerini gösterdim. Suudi Arabistan'da kadınların haklarına inanan ve deneyen ayrıca seslerini yükseltip görüşlerini belirttikleri için çok fazla nefretle yüzleşen muhteşem insanlar.
Aku akan berbicara dengannya besok.
Yarın kendisiyle konuşacağım.
Rumah kami menjadi semacam tempat persinggahan bagi para pembicara keliling.
Evimiz seyahat eden birçok konuşmacının ağırlandığı bir merkez haline gelmişti.
Tapi kemudian kami tak bicara.
Ama sonrasında aramız açıldı.
Devi, aku harus bicara denganmu.
Devi, seninle konuşmam lazım.
Bagaimana ia dapat memulai pembicaraan tentang pengesahan pernikahan?
Şimdi kocasına resmi nikâh konusunu nasıl açacaktı?
Kami berbicara tentang Yesus yang adalah orang Yahudi dan tentang fakta bahwa meskipun saya seorang Yahudi, saya telah menjadi seorang Saksi-Saksi Yehuwa.
Kumandanla İsa’nın bir Yahudi olması hakkında ve Yahudi olduğum halde Yehova’nın Şahidi oluşum konusunda konuştuk.
Namun, saya kemudian tahu bahwa Abraham yang kami bicarakan ternyata tidak sama.
Fakat fazla geçmeden aynı kişiden söz etmediğimizi anladım.
Dia perlu berbicara dengan seseorang tentang apa yang dia alami.
Yaşadıklarını birine anlatması lazım.
Aku tak mau bicarakan itu lagi.
Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum.
OK, berbicara dengan nanti.
Tamam, sonra konuşuruz.
Kau yakinkan mereka untuk bicara.
Haber almaları için onları ikna et.
Anda melakukannya terakhir kali kami berbicara, tapi masa lalu tidak memiliki penonton dengan saya.
Son konuştuğumuzda da yapmıştın, ama artık geçmişle ilgilenmiyorum.
Jika kau bisa berjalan, begitu pula untuk bicara.
Yürüyecek kadar büyüksün, konuşacak kadar büyüksün.
Dan ayahku ingin bicara denganmu.
Babam da seninle konuşmak istiyor.
Meskipun menjadi hantu dia berbicara bohong seperti manusia.
Hayalet olmasına rağmen tıpkı insanlar gibi saçma sapan konuşuyor.
Aku merasa entah bagaimana ia berbicara langsung kepada saya.
Bir şekilde doğrudan bana konuşuyormuş gibi hissettim.
Namun saya akan menutup apa yang telah saya bicarakan dengan meninggalkan sebuah pesan kepada kalian: Semoga Anda menemukan alasan untuk menghubungi teman-teman lama Anda atau teman sekamar di universitas, atau orang orang yang mungkin Anda telah abaikan.
Bu konuyu size bir mesaj bırakarak burada kapatmak istiyorum: Uzun zamandır haber almadığın arkadaşına ulaşmak için bir sebep bul, ya da üniversitedeki bir oda arkadaşına, yada yüz çevirdiğin birisine.
Mungkin tak satupun yang akan berbicara lagi.
Belki kimse bir şey söylemeyecek.
Ya, kita akan membicarakannya nanti.
Evet, bunu sonra konuşuruz.
Kita bisa, bagaimanapun, bicarakan semua itu di kantorku besok.
Bunları yarın ofisimde konuşuruz.
6 Agar dapat berkomunikasi secara lisan dengan orang-orang tentang kabar baik, kita harus siap, bukan untuk berbicara secara dogmatik, tetapi untuk bertukar pikiran dengan mereka.
6 İyi haber hakkında insanlarla konuşurken, dogmatik konuşmamalı, fakat onları muhakeme yoluyla ikna etmeye çalışmak için hazırlıklı olmalıyız.

Endonezya öğrenelim

Artık pembicara'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.