Endonezya içindeki penuh perhatian ne anlama geliyor?
Endonezya'deki penuh perhatian kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte penuh perhatian'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki penuh perhatian kelimesi dikkatli, düşünceli, nazik, saygılı, dikkatle anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
penuh perhatian kelimesinin anlamı
dikkatli(mindful) |
düşünceli(considerate) |
nazik(considerate) |
saygılı(considerate) |
dikkatle(attentively) |
Daha fazla örneğe bakın
"Tidakkah saya selalu merawat Anda dengan penuh perhatian?" Sizinle güzelce ilgilenmekten başka bir şey yaptım mı?" |
”Hasil penelitian kami memperlihatkan apa yang telah lama diyakini oleh banyak petani yang baik dan penuh perhatian,” jelasnya. Araştırmamızın sonuçları, hayvanlarıyla yakından ilgilenen birçok çiftçinin uzun zamandır inandığı bir şeyi kanıtlıyor. |
”Untuk pertama kalinya, kami belajar apa artinya bersikap tidak mementingkan diri dan penuh perhatian. “İlk kez, bencil olmamanın ve başkalarıyla ilgilenmenin ne anlama geldiğini öğrendik. |
(Yesaya 62:2) Pada waktu orang Israel bertindak dalam keadilbenaran, bangsa-bangsa terpaksa menyaksikan dengan penuh perhatian. (İşaya 62:2) İsrailoğulları “salâh” ya da doğrulukla hareket ettikçe milletler onlara dikkatle bakmak zorunda kalacaklardı. |
Sang direktur mendengarkan dengan penuh perhatian dan mengatakan bahwa ia juga pernah memikirkan untuk ikut dalam pekerjaan amal. Müdür, Emilia’yı dikkatle dinledi ve kendisinin de bir zamanlar hayır işleri yapmak istediğini söyledi. |
(Matius 10:29, 31) Pastilah, kita akan merasa dekat dengan Allah yang penuh perhatian seperti itu. (Matta 10:29, 31) İnsanlara böyle ilgi gösteren bir Tanrı’nın bizi ‘çektiğini’ söylememek elimizde değil. |
Apakah Anda mendengarkan orang lain, termasuk anak Anda, dengan penuh perhatian? Çocuklarınız ve başkaları konuşurken siz onları dikkatle dinliyor musunuz? |
Penyelamatan berlangsung lama dan penuh kehati-hatian. Kurtarma operasyonu uzun zaman ve aşırı dikkat gerektiriyordu. |
Pendengar yang baik dan penuh perhatian sering kali lebih mudah memperoleh sahabat. İyi ve dikkatli bir dinleyici olanlar çoğunlukla daha kolay dost bulur. |
Saya meminta pendapat mereka, mendengarkan dengan penuh perhatian, dan menunjukkan bahwa saya benar-benar menghargai perasaan mereka. Fikirlerini soruyorum, onları dikkatle dinliyorum ve duygularının benim için gerçekten değerli olduğunu hissetmelerini sağlıyorum. |
▪ Penuh perhatian, bertimbang rasa, dan rendah hati. —Yohanes 13:3-15. ▪ Düşünceli, nazik ve alçakgönüllü (Yuhanna 13:3-15). |
Jika pasangan Anda merasa perlu membicarakan hal itu, dengarkanlah dengan penuh perhatian dan timbang rasa. Eşiniz eski eşiyle yaşadıkları hakkında konuşma ihtiyacı duyarsa anlayış gösterin ve onu şefkatle dinleyin. |
Seorang gembala harus penuh perhatian terhadap ternaknya, memastikan bahwa domba-dombanya aman. Bir çoban sürüsüne dikkat edip koyunlarını korumalıydı. |
(b) Mengapa kita mengasihi para penatua kita yang penuh perhatian? (b) Bizimle yakından ilgilenen ihtiyarlarımızı neden seviyoruz? |
Pastilah Antonio sangat bersyukur memiliki sahabat-sahabat seperti itu, yang penuh perhatian dan pengasih! Antonio, kendisine böyle sevgi ve ilgi gösteren dostları olduğu için gerçekten de çok minnettar. |
Baru belakangan saya sadar bahwa stadion itu penuh dengan ribuan orang yang mendengarkan dengan penuh perhatian. Stadyumun binlerce dikkatli dinleyiciyle hınca hınç dolu olduğunu ancak daha sonra fark edebildim. |
(Galatia 6:4) Sebaliknya, Dia mendengarkan setiap orang dengan penuh perhatian. (Galatyalılar 6:4) Tersine, her bir kişiyi dikkatle dinliyor. |
”Semua orang begitu baik dan penuh perhatian. Orada herkes çok nazik ve düşünceli. |
● Seorang wanita hamil duduk di auditorium yang besar, dengan penuh perhatian mendengarkan suatu acara pengajaran Alkitab. ● Hamile bir bayan büyük bir salonda Kutsal Kitapla ilgili bir konuşma dinliyordu. |
Karena ia adalah pria yang paling lembut, pastilah ia memiliki kebiasaan lemah lembut serta penuh perhatian dalam berbicara. O, insanlar arasındaki en alçakgönüllü kişi olduğuna göre, şu kesin ki, yumuşak huylu ve düşünceli konuşma alışkanlığı vardı. |
Suami yang penuh perhatian menghargai dan merespek perbedaan kepribadian antara dia dan istrinya. Anlayışlı bir koca, kendisi ile eşi arasındaki kişilik farklılıklarını görür ve bunlara saygı duyar. |
Dia penuh perhatian. Çok düşüncelidir. |
2 ”Kamu sekalian, dengarkanlah perkataanku dengan penuh perhatian, 2 “Dediklerimi dikkatle dinleyin, |
Pribadi yang Benar-Benar Penuh Perhatian Gerçekten İlgi Dolu Biri |
Dalam pelayanan, saya dibantu oleh perintis-perintis lain yang penuh perhatian. Hizmette diğer öncülerin özenli ilgisinden büyük yarar gördüm. |
Endonezya öğrenelim
Artık penuh perhatian'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.