Endonezya içindeki sedih ne anlama geliyor?

Endonezya'deki sedih kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sedih'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki sedih kelimesi üzgün, mahzun, melul anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sedih kelimesinin anlamı

üzgün

noun

Tom terlihat seperti sedang sedih.
Tom biraz üzgün görünüyordu.

mahzun

adjective

Kau tahu, kau orang yang mengatakan kepada ku untuk berhenti murung dan menjadi seperti karung menyedihkan.
Üzüntü içinde, mahzun, mahzun dolanmayı bırakmamı söyleyen sendin.

melul

adjective

Daha fazla örneğe bakın

Secara kebetulan, pada malam sebelumnya, saya dituduh bertanggung jawab atas keadaan yang menyedihkan dari para tahanan lain karena saya tidak mau ikut dalam doa mereka kepada Perawan Maria.
Rastlantı eseri, bir gece önce, diğer tutukluların Meryem Ana’ya yaptıkları duaya katılmadığımdan onlar tarafından kötü durumlarının sorumlusu olmakla suçlanmıştım.
Kalau begitu kamu sama menyedihkannya dengan Finn.
Öyleyse sen de en az Finn kadar acınası bir hâldesin demektir.
Aku katakan kepadanya, kalau aku sedih, nenekku memberiku potongan karate.
Ona, ne zaman üzgün olsam anneannemin bana karate ("chops") vuruşu verdiğini söyledim.
Ada sebuah kebahagiaan yang baru terjadi, tapi juga banyak kesedihan.
Yeni başlamış bir mutluluk var ama bir yandan da elem dolu.
Bila seorang anak meninggal, seorang ibu khususnya, akan merasa sangat sedih.
Bir çocuğun ölümü anne için özellikle zordur.
(Mazmur 78:41) Dewasa ini, Dia pasti sangat sedih melihat anak-anak muda yang dibesarkan ”dengan disiplin dan pengaturan-mental dari Yehuwa” diam-diam melakukan perbuatan salah! —Efesus 6:4.
Yehova, ‘yol gösteren düşünüşüyle ve terbiyesiyle’ yetiştirilmiş gençlerin gizlice yanlış şeyler yaptıklarını gördüğünde bugün de çok acı çekiyor olmalı (Efesoslular 6:4).
Mengapa anak-anak sering kali membuat sedih orang-tua mereka?
Çocuklar neden çoğu kez ana-babalarına yürek acısıdır?
Hanya bisa membuat mendiang Direktur Min Seo Yeon sedih.
Başkan Min Seo Yeon için kötü hissediyorum.
Aku turut bersedih.
Çok üzgünüm.
karena pesta sedihmu sudah berada di luar kendali.
Çünkü bu kendini acındırma olayı haddini aştı.
Sangat sedih.
Çok acıklı.
Itu seperti menidurkan anak anjing yang bersedih yang baru saja ditabrak mobil.
Araba çarpmış üzgün yavru bir köpeğin acısını dindirmek gibi.
Itu benar-benar menyedihkan.
Bu canımı o kadar sıkıyor ki.
Kau menyedihkan.
Siktir oradan.
Aku melompat mundur dengan teriakan nyaring kesedihan, dan jatuh keluar ke koridor hanya sebagai Jeeves keluar dari sarangnya untuk melihat apa masalahnya.
Ben acı bir sesle bağırmaya geriye doğru atladı ve salonun içine yuvarlandı Jeeves sorunun ne olduğunu görmek için onun den çıktı.
Apa mungkin... kau sedih?
Yoksa üzgün müsün?
Itu membuat-ku Sedih.
Aynı yerden geçmenin hüzünlü bir yanı var.
Seorang saudari sekaligus teman yang berdaya pengamatan menduga bahwa mungkin ini adalah akibat kesedihan saya dan menganjurkan saya untuk berdoa kepada Yehuwa memohon bantuan dan penghiburan.
Arkadaşım olan anlayışlı bir iman kardeşim, bunun hissettiğim kederden kaynaklanabileceğini söyledi ve beni Yehova’dan yardım ve teselli istemeye teşvik etti.
Bahkan, perdamaian dari Allah berarti suatu dunia tanpa penyakit, rasa sakit, kesedihan, atau kematian.
Dahası, Tanrı’nın barışı hastalık, acı, keder ve ölüm olmayan bir dünya demektir.
Keadaan yang sungguh-sungguh menyedihkan!
Ne acınacak bir durum!
Kami harus menggambarkan ulang tantangan yang dihadapi Afrika dari tantangan kesedihan, kesedihan yang disebut dengan ́pengurangan kemiskinan ́ menjadi tantangan harapan.
Afrika'nın karşı karşıya bulunduğu mücadeleyi, yoksulluğun azaltılması denen bir çaresizlik mücadelesinden bir umut mücadelesi çerçevesine oturtmamız gerekiyor.
(Lukas 9:31) Sekarang, para murid ”sangat sedih” mendengar kata-kata Yesus, walaupun mereka tidak benar-benar memahaminya.
Ayrıca üç elçi, İsa’nın görünüm değişimine ve onun ‘dünyadan ayrılacağına’ dair sözlere şahit olmuştu (Luka 9:31).
Oh, jangan membuatku sedih.
Yapma, kalbimi kırma.
Aku sedih tak bisa datang bersamanya,.. ... tapi dia tak pernah berhenti mempercayai kau masih hidup.
Benimle buraya gelememesine çok üzüldü ama senin yaşadığını her daim düşündü.
Aku bukan karung kesedihan, oke?
Mızmız değilim, tamam mı?

Endonezya öğrenelim

Artık sedih'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.