Endonezya içindeki subsidi ne anlama geliyor?
Endonezya'deki subsidi kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte subsidi'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki subsidi kelimesi sübvansiyon anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
subsidi kelimesinin anlamı
sübvansiyon
|
Daha fazla örneğe bakın
Jadi di sini Anda memilikinya, penyimpanan tingkat jaringan: tidak berisik, bebas emisi, tidak ada bagian yang bergerak, dikendalikan dari jauh, yang dirancang untuk harga pasar tanpa subsidi. İşte artık şebeke seviyesi depolamaya sahipsiniz: Sessiz, emisyonsuz, hareketli parçaları yok, uzaktan kontrollü, sübvansiyon olmaksızın pazar fiyatlarına göre tasarlandı. |
Ada 240 teater yang disubsidi pemerintah, ratusan simfoni orkestra, ribuan museum dan lebih dari 25.000 perpustakaan tersebar di negara ini. Mali destek sağlanan 240 tiyatro, yüzlerce senfonik orkestra, binlerce müze ve 25.000'in üzerinde kütüphane, 16 eyalete dağılmış durumdadır. |
Ketergantungan pada subsidi pertanian dan sekolah yang berkualitas rendah dan angka kemiskinan yang lebih tinggi di pedesaan daripada perkotaan. Tarımın devlet desteğine muhtaç kalması ve başarı oranı düşük okullar kırsaldaki yoksulluğun şehirdekinden kat kat yüksek olması. |
Pada dasarnya, model menunjukkan bila kita bisa membuat pasar bebas, dan terutama memotong subsidi di AS dan Eropa, kita bisa mengangkat ekonomi global ke angka menakjubkan sekitar 2.400 milyar dolar pertahun, setengahnya akan mengalir ke negara-negara berkembang. Temel olarak model, serbest ticaret ortamı sağlayabilirsek, özellikle Avrupa ve Amerika’daki sübvansiyonları kısıtlayabilirsek, global ekonomiyi canlandırmış oluruz. Bu canlanma 2,400 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama mukabil ki bunun yarısı Üçüncü Dünya ülkelerinin payına düşecektir. |
Tempat-tempat ini datang dan pergi subsidi publik lilin dan berkurang. Bu gibi mekanlar halka açık sübvansiyonlar haline gelir giderler. |
Dan kebijakan ini dapat berjalan lancar tanpa pajak, subsidi maupun pemberian wewenang. ve bu politikalar vergi, finansal yardım veya zorlayıcı emirler olmadan da uygulanabilir |
Kita perlu mencari cara untuk memberi subsidi pekerjaanku. İşlerimi finanse etmek için bir yol bulmamız gerekecek. |
Masyarakat seharusnya bersedia untuk membantu dan mensubsidi kelambu, membagikannya secara cuma- cuma, atau, bahkan, membayar orang untuk menggunakannya karena adanya manfaat penularan itu. Toplum bunları insanlara ücretsiz sağlamak için çaba içinde olmalı. veya bunun faydasının yayılması amacıyla insanlara bunu kullanmaları için ödeme yapmalı. |
Yang saya temukan adalah, daripada menanamkan uang mereka di subsidi makanan dan hal lain, mereka berinvestasi di program makan di sekolah. Ve bulduğum şu oldu, paralarını gıda desteği ya da diğer şeylere yatırmak yerine, okul beslenme programına yatırmışlardı. |
Pada dasarnya, model menunjukkan bila kita bisa membuat pasar bebas, dan terutama memotong subsidi di AS dan Eropa, kita bisa mengangkat ekonomi global ke angka menakjubkan sekitar 2. 400 milyar dolar pertahun, setengahnya akan mengalir ke negara- negara berkembang. Temel olarak model, serbest ticaret ortamı sağlayabilirsek, özellikle Avrupa ve Amerika'daki sübvansiyonları kısıtlayabilirsek, global ekonomiyi canlandırmış oluruz. Bu canlanma 2, 400 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama mukabil ki bunun yarısı Üçüncü Dünya ülkelerinin payına düşecektir. |
Sabrina tercantum dalam daftar antrean untuk mendapatkan rumah yang disubsidi. Sabrina, şu anda devletin konut yardımından yararlanmak için sırasını bekliyor. |
Sejak tahun 1950-an, pemerintah Prancis telah menyubsidi produksi mesin diesel. 1950'lerden beri, Fransız hükümeti dizel motorların üretimine para yardımı sağladı. |
Ini memperlihatkan bagaimana subsidi pertanian secara perlahan membawa kita untuk kekeringan negeri dalam waktu sepuluh tahun. Çiftlik yardımlarının bizi 10 yıl içinde nasıl ülke çapında bir kuraklığa götüreceğini açığa çıkarıyor. |
Aku punya sedikit masalah dengan subsidi gandum. Buğday sübvansiyonları hakkında ortaya çıkan küçük bir kargaşa var da. |
Walaupun terdapat pengurangan subsidi pada tahun 2005, total subsidi masih sekitar US$ 10 miliar dari belanja pemerintah tahun 2006 atau sebesar 15 persen dari anggaran total. Yine de mali desteklerdeki 2005 indirimleri ve toplam sübvansiyonlar halen 2012 yılında hükümet harcamalarında 30 milyar ABD doları veya toplam bütçenin %15'inden fazlasını oluşturuyordu. |
Para prajurit Amerika yang ditempatkan di Eropa membeli rokok yang mendapat subsidi dengan harga hanya lima sen satu bungkus dan dengan itu membiayai segala sesuatu—dari sepatu baru sampai gadis-gadis. Avrupa’daki Amerikalı askerler, sigaranın paketini 5 sent daha ucuza alıp, aradaki farkla, ayakkabıdan kız arkadaşlarının masraflarına kadar her şeyi ödüyorlardı. |
Para ibu tak bersuami di Denmark mendapat subsidi tambahan untuk perawatan anak, dan dalam beberapa kelompok masyarakat, para ibu di bawah umur mendapatkan uang tunai ekstra dan tidak perlu membayar uang sewa tempat tinggal. Danimarka’da çocuklarını tek başına yetiştiren anneler çocuk bakımı için ek yardım alırlar; bazı toplumlarda ise 18 yaşın altındaki anneler ek para alırlar ve ev kiraları ödenir. |
Walaupun demikian, sementara Indonesia telah mendapatkan kemajuan yang luar biasa dalam menyediakan sumber keuangan dalam memenuhi kebutuhan pembangunan, dan situasi ini dipersiapkan untuk terus berlanjut dalam beberapa tahun mendatang, subsidi tetap merupakan beban besar pada anggaran pemerintah. Bununla birlikte, Endonezya, kalkınma ihtiyaçları için mali kaynakların serbest bırakılması konusunda önemli ilerleme kaydederken, bu durum önümüzdeki birkaç yıl için de devam edecekse de, para destekleri hükûmet bütçesine ağır bir yük bindirmeye devam etmektedir. |
Beberapa pemerintah lokal dan nasional di banyak negara telah menerbitkan kredit pajak, subsidi, dan banyak insentif lainnya untuk mengurangi harga mobil listrik dan mobil plug-in. Çeşitli ulusal ve yerel hükümetler vergileri azaltarak, çeşitli destekler sağlayarak elektrikli arabaların ve diğer şarj edilen hibrit araçların satın alma fiyatlarını azaltmaktadır. |
Pada tahun 1815 saja, keluarga Rothschild mengeluarkan £9,8 juta (nilai tukar 1815l sekitar £566 juta hari ini menggunakan indeks harga eceran, dan £6,58 miliar menggunakan pendapatan rata-rata) dalam bentuk pinjaman subsidi kepada sekutu Kontinental Britania. Yalnızca 1815 yılında, Rothschildler müttefiklere £9.8 milyon (2008 değeriyle £634 milyon) destek kredisi sağladılar. |
Svensson menyatakan bahwa satu perceraian di Swedia menguras antara 250 ribu dan 375 ribu dolar AS dari para pembayar pajak dalam bentuk subsidi, penggantian ongkos tempat tinggal, dan bantuan sosial. Svensson, İsveç’te tek bir boşanma olayında alınan mali yardım, konut ödeneği ve sosyal yardımın vergi mükelleflerine 250 ila 375 bin dolara mal olduğunu ileri sürüyor. |
Namun, Bizantium dikalahkan, pada Pertempuran Bulgarophygon (896), dan harus membayar subsidi tahunan kepada bangsa Bulgaria. Bizans yine de 896'da Bulgarofigon Savaşı'nda Bulgarlara yenildi ve onlara yıllık haraç ödemek zorunda bırakıldı. |
Hal ini juga berhubungan dengan cara kami mensubsidi orang kami, dan berbagai argumen sana- sini yang kami perdebatkan. Ve hatta insanlarımıza mali destek saglama yolu Ve sahip oldugumuz butun sag- sol argumanlarıyla da baglantılıdır. |
Endonezya öğrenelim
Artık subsidi'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.