Endonezya içindeki tawuran ne anlama geliyor?
Endonezya'deki tawuran kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte tawuran'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki tawuran kelimesi sürtmek, dolaşımda kullanmak, gezinmek, dolaşma, gezme anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
tawuran kelimesinin anlamı
sürtmek(roam) |
dolaşımda kullanmak(roam) |
gezinmek(roam) |
dolaşma(roam) |
gezme(roam) |
Daha fazla örneğe bakın
Pembunuhnya terlibat langsung, terimakasih pada insiden tawuran sekitar sepuluh tahun lalu. Senin katil sistemdeydi on yıl kadar önce olan yol kavgası sayesinde tabii. |
Penulis Richard Harwood mengamati, ”Jika diperbandingkan, peperangan barbar beberapa abad yang lalu tampak seperti tawuran biasa.” —Matius 24:6, 7; Penyingkapan 6:4. Yazar Richard Harwood, “geçmiş yüzyılların barbarca savaşları bugünkülerin yanında sokak kavgası kalır” yorumunda bulundu.—Matta 24:6, 7; Vahiy 6:4. |
Akibatnya, saya terlibat dalam tawuran, pemalakan, pencurian, penyelundupan intan, dan penyalahgunaan alkohol serta narkoba. Sokakta kavga çıkarırdık, birilerine sataşırdık, hırsızlık ve elmas kaçakçılığı yapardık, içki içer, uyuşturucu kullanırdık. |
Seorang dokter ruang gawat darurat sebuah rumah sakit di Moskwa menerangkan, ”Bagi para dokter, sudah lumrah jika pada perayaan Tahun Baru ada banyak kecelakaan mulai dari benjol dan memar hingga cedera akibat pisau atau peluru, kebanyakan disebabkan oleh kekerasan dalam keluarga, tawuran dalam keadaan mabuk, dan kecelakaan mobil.” Moskova’daki bir hastanenin acil servis doktoru şunları anlattı: “Doktorlar için Yılbaşı kutlamaları, sıyrıklardan tutun, bıçak darbeleri ve kurşun yaralarına kadar sayısız yaralanma anlamına gelir ve bunların çoğu aile içi şiddet, sarhoş kişiler arasındaki dalaşmalar ve trafik kazaları sonucu meydana gelmektedir.” |
Untuk tawuran pertama Manu! Senin de ilk dalaşına, Manu! |
Richard juga peminum berat dan sering terlibat tawuran. Çok alkol alıyor ve sık sık kavgalara karışıyordu. |
MASA LALU SAYA: Saya lahir di Havana, Kuba, dan dibesarkan di lingkungan miskin di mana tawuran sering terjadi. ÖYKÜM: Küba’nın başkenti Havana’da doğdum ve sürekli sokak kavgalarının olduğu fakir bir mahallede büyüdüm. |
Pada tahun 1992, 60 anggota skinhead terlibat dalam tawuran dengan sekitar 35 anggota geng punk di sebuah rumah makan dan bar di bagian timur laut Jerman. Almanya’nın kuzeydoğusundaki bir bar-restoranda, 1992 yılında 60 dazlak ve yaklaşık 35 punk’çı büyük bir kavgaya tutuştular. |
Tawuran berbahaya dapat dicegah karena pesan Alkitab dalam brosur tersebut. Kutsal Kitaptaki mesaj sayesinde büyük bir kargaşa önlenmiş oldu. |
”Jika kamu tahu bakal terjadi tawuran, jangan ikut campur dan pulanglah. “Eğer kavga çıkacağı belliyse olaya karışma ve eve git. |
Kami terlibat dalam banyak perkelahian dan tawuran di jalan. Birçok sokak kavgasına ve arbedeye karıştım. |
Aku mengindentifikasi semua yang terlihat dalam tawuran di hari ayahku terbunuh. Babamın öldürüldüğü gün ayaklanmaya karışan herkesi tespit ettim. |
Yang menarik adalah pameran ini menampilkan klip video tentang manusia lawan banteng, tinju profesional, tabrakan yang mengerikan dalam balap mobil atau motor, perkelahian penuh nafsu antara para atlet dalam berbagai pertandingan, serta tawuran antara penonton. Orada özellikle boğa güreşlerinin, profesyonel boks maçlarının, otomobil ve motosiklet yarışlarındaki korkunç kazaların, oyuna katılan atletlerin vahşice dövüşmelerinin ve izleyicilerin çıkardığı kargaşanın video klipleri gösterildi. |
Itu bukan obat bius, bukan senjata api, bukan pula tawuran —melainkan gosip. Uyuşturucu, silah ya da kavga gibi sorunlar yok; bizde dedikodu var. |
Tepat sebelum perayaan Natal 2011, tawuran antara sekitar 100 imam dan biarawan dari berbagai denominasi yang saling bersaing terjadi di Gereja Kelahiran, Betlehem. 2011 Noel kutlamalarından hemen önce Beytlehem’deki Milad Kilisesinde rakip mezheplere mensup 100 kadar papaz ve rahip birbirine girdi. |
Seorang penulis abad ketiga melaporkan terjadinya tawuran antara beberapa penonton, dan Carcopino menyatakan bahwa ”para astrolog dan pelacur membuka tempat bisnisnya” di bawah naungan bangunan tersebut. Üçüncü yüzyılda yaşamış bir yazar seyircilerden bazılarının kendi aralarında yumruklaştığını bildiriyor ve Carcopino, “astrologlarla fahişelerin de işlerini” hipodrom binasının sırakemerleri altında yürüttüğünü belirtiyor. |
Saya sering terlibat tawuran. Birçok kavgaya karıştım. |
Endonezya öğrenelim
Artık tawuran'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.