Endonezya içindeki ulat ne anlama geliyor?

Endonezya'deki ulat kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ulat'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki ulat kelimesi tırtıl, Tırtıl anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

ulat kelimesinin anlamı

tırtıl

noun

Secara teratur, mereka memerah si ulat dengan kaki mereka untuk mendapatkan honeydew lezat yang dihasilkannya.
Onlar, salgıladığı çekici tatlı sıvı için tırtılı düzenli olarak sağarlar.

Tırtıl

Ulat tersebut mendarat tepat di jalur yang dilalui semut yang sedang mencari makanan ini.
Tırtıllar yiyecek arayışında olan bu karıncaların tam yollarına düşerler.

Daha fazla örneğe bakın

Beberapa spesies ulat juga dimakan.
Ülkede çeşitli tırtıl türleri de yenir.
Bergantung pada spesiesnya, 100 gram ulat saja bisa memenuhi kebutuhan mineral harian seperti besi, fosfor, kalium, kalsium, magnesium, dan seng, juga vitamin.
Türüne bağlı olarak yalnızca 100 gram tırtıl yemek bile insanın günlük mineral ihtiyacının büyük kısmını karşılar, çünkü tırtıl çinko, demir, fosfor, kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi önemli mineraller, ayrıca birçok vitamin içerir.
Ulat-ulat juga ada di lembah tersebut sebagai alat-alat pemusnah, tetapi ulat-ulat tersebut tentunya tidak bersifat kekal!
Bu vadide yok edici unsurlar olarak kurtlar da bulunuyordu, fakat onlar elbette ölümsüz değillerdi!
Ulat menjadi kepompong atau pupa, dari situ lahirlah kecantikan.
Kozadaki yada pupadaki tırtıl, ve oradanda güzelliğe.
Secara teratur, mereka memerah si ulat dengan kaki mereka untuk mendapatkan honeydew lezat yang dihasilkannya.
Onlar, salgıladığı çekici tatlı sıvı için tırtılı düzenli olarak sağarlar.
Aku senang menjadi ulat.
Tırtıl olmaktan memnunum.
Bahkan, sewaktu sudah menjadi kepompong, si ulat masih terus menyediakan honeydew dan juga hasil sekresi lain yang sangat digemari oleh kawanan semut itu.
Hatta tırtıl pupa evresine girdiğinde, karıncaların bayıldığı biraz tatlı sıvının yanı sıra başka salgılar da sağlamaya devam eder.
Sebelum proses pembersihan dan digunakannya garam, kulit itu menimbulkan bau busuk dan penuh ulat.
Onlar, temizlenmeden ve tuzlanmadan önce kokuşup kurtlanmışlardı.
(Markus 9:47, 48) Dipengaruhi oleh kata-kata dalam kitab apokri Yudit (”DidatangkanNya api dan ulat ke dalam daging mereka dan selama-lamanya mereka menangis kesakitan.”—Yudit 16:17, The Jerusalem Bible), beberapa penjelasan Alkitab berpendapat bahwa kata-kata Yesus secara tidak langsung memaksudkan siksaan kekal.
(Markos 9:47, 48) Judith’in apokrif kitabındaki sözlerin (“Bedenlerine ateş ve kurtlar gönderecek ve ebediyen acı içinde ağlayacaklar.”—Judith 16:17, The Jerusalem Bible) etkisi altında kalınarak bazı Mukaddes Kitap tefsirlerinde, İsa’nın sözlerinin sonsuz işkenceye işaret ettiğini iddia edilir.
Tepat bersamaan ketika ulat muncul.
Aynı tarihte tırtıllar da yumurtalarından çıkardı.
Menyediakan makanan bagi 26 ulat yang kelaparan ternyata lebih repot daripada yang dibayangkan.
Yirmi altı aç tırtıla yiyecek sağlamak, tahmin edilenden daha büyük bir iş haline geldi.
Ya, itulah ulat yang bakal menjadi ngengat kaisar (bahasa Inggris, emperor moth; Latin, Imbrasia belina).
Afrika’nın çeşitli kısımlarında favori yiyeceklerden biri imparator kelebeğinin (Imbrasia belina) tırtılıdır.
Dia menambahkan, ”Sekarang, kita akan makan makongo, atau ulat.”
Sonra şöyle diyor: “Bugün makongo, yani tırtıl yiyeceğiz.”
Dan ada ulat biru.
Ve mavi bir tırtıl vardı.
Demikian pula, tanaman jagung, tembakau, dan kapas, apabila diserbu oleh ulat, mengeluarkan zat kimia ke udara yang menarik tawon —musuh yang memautkan bagi ulat bulu.
Benzer şekilde mısır, tütün ve pamuk bitkileri de tırtılların istilasına uğradıklarında havaya bazı kimyasal maddeler salar. Bu kimyasal maddeler de, tırtılların can düşmanı olan yabanarılarını çeker.
Bersama-sama, pandanglah bunga yang mekar, perhatikan seekor ulat makan daun, atau laba-laba membuat sarangnya.
Birlikte bir çiçeğin taç yapraklarına bakın, bir tırtılın yaprak yemesini ya da bir örümceğin ağını örmesini seyredin.
Tetapi, mereka harus sangat hati-hati apabila memanen dan menyiapkan ulat jenis lain yang dapat dimakan.
Yenilebilir bazı başka tırtılları toplamak ve hazırlamak ise özel işlem gerektirir.
Misalnya, para peneliti di Brasil mengamati bahwa di alam bebas, banyak ulat bulu mati setelah terkena sebuah virus bernama baculovirus.
Örneğin, Brezilyalı araştırmacılar doğada birçok tırtılın, baculovirus adındaki virüse yakalandıktan sonra öldüğünü gözlemlediler.
Dan, struktur yang menakjubkan ini mampu melindungi ulat yang menempatinya pada suhu serendah –34 derajat Celcius.
Bu hayret verici yapılar, içindeki canlıları –34 santigrat dereceye varan sıcaklıklarda bile koruyabilir.
Mereka mendapati bahwa karena virus ini tidak berbahaya bagi manusia, mereka dapat menyemproti ladang dengan cairan berisi virus ini sehingga menjadi semacam insektisida biologis untuk memberantas ulat bulu yang melahap tanaman kedelai dan singkong.
Bu virüs insana zarar vermediğine göre, ürünleri bu virüsü içeren sıvıyla ilaçlayabileceklerini ve bu sıvının, soya fasulyesi ve manyok gibi ürünlerle beslenen tırtıllara karşı biyolojik böcek ilacı olarak iş göreceğini düşündüler.
Ngengat ulat sutra jantan mempunyai dua sungut yang rumit yang terlihat seperti daun pakis yang sangat kecil dan halus.
Örneğin erkek ipekböceğinin, küçücük, narin eğreltiotu yapraklarına benzeyen, iki karmaşık duyargası vardır.
Ulat sutra dikonsumsi di sejumlah kebudayaan.
Yayla kültürü olan bölgelerde tüketilir.
Seperti ulat yang berubah menjadi kupu-kupu.
Tıpkı bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi.
Anda akan tembak Bukit 60 dan ulat tambang.
Tepe 60'ı ve artezyenleri patlatacaksın.
Kalau dikenang, saya merasa kehidupan saya telah berubah seperti seekor ulat yang jelek menjadi kupu-kupu yang indah.
Yaşamımdaki değişimi, çirkin bir tırtılın güzel bir kelebeğe dönüşmesine benzetiyorum.

Endonezya öğrenelim

Artık ulat'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.