Hintçe içindeki आग जलाना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki आग जलाना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte आग जलाना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki आग जलाना kelimesi şeker pancarı, pancar, şeker pancarı, şekerpancarı, çükündür, alabaş anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

आग जलाना kelimesinin anlamı

şeker pancarı

(beet)

pancar, şeker pancarı

(beet)

şekerpancarı

(beet)

çükündür

(beet)

alabaş

(beet)

Daha fazla örneğe bakın

वह आग जला नहीं सकता था, इसलिए उसने मछली को कच्चा खाया।
Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.
आग प्रतिबंध और खुले स्थानों में आग जलाने के नियमों का सख़्ती से पालन किया जाना ज़रूरी है।
Ateş yakma yasaklarına ve açık havada ateş yakmakla ilgili talimatlara titizlikle uyulması gerekir.
जब हम आग जलाते हैं, तो शुरू-शुरू में उसकी लपटें बहुत तेज़ होती हैं।
Ateşi ilk yaktığımızda alevler çok güçlü olabilir.
लेकिन दूसरे कहते हैं कि पुराने ज़माने में आग जलाना इतना आसान नहीं था।
Ancak bazıları da eski devirlerde ateş yakmanın kolay bir şey olmadığına dikkat çekiyor.
अगर आपको तंबू गाड़ना, आग जलाना, खाना पकाना या नक्शा पढ़ना नहीं आता, तो क्या आप यह खतरा मोल लेंगे?
Çadır kurmayı, ateş yakmayı, yemek pişirmeyi ya da harita kullanmayı bilmeden ıssız bir ormana kamp kurmaya gider misin?
सारपत की वह विधवा चूल्हे में आग जलाने ही जा रही थी कि भविष्यवक्ता एलिय्याह ने उससे पानी और रोटी माँगी।
Tsarefat şehrinde yaşayan bu dul kadın yemek pişirmek için ateş yakmaya hazırlanırken İlya peygamber ondan su ve ekmek istedi.
उसे आग जलाने की ज़रूरत थी ताकि वह एक अल्प भोजन पका सके—संभवतः वह आख़िरी भोजन जो वह और उसका बेटा खाते।
Çok az kalan yiyeceğini pişirmek için ateş yakmalıydı; bu büyük olasılıkla onun ve genç oğlunun yiyeceği son yemekti.
काँटे शायद थोड़े समय के लिए प्रकाशमान और चरचराहट करनेवाली आग जलाएँ, लेकिन उसमें हमें गरम रखने के लिए पर्याप्त पदार्थ नहीं होता।
Çalılar kısa bir süre için parlak ve gürültülü bir ateş sağlar, oysa bu ateş bizi ısıtacak ölçüde güçlü değildir.
पहले तो मुझे अंदर घुसने और आग जलाने में थोड़ी दिक्कत हुई मगर उसके बाद मैं कुछ घंटों के लिए वहाँ आराम कर सका।
Başlangıçta kulübenin içine girmek ve ateş yakmak zor olduysa da orada birkaç saat dinlenebildim.
और अभी भी दुनिया ऐसे बहुत से लोग हैं जो आग जला कर पानी गर्म करते हैं, और आग पर ही अपना खाना बनाते हैं |
Buna rağmen, dünyanın pekçok yerinde, bür sürü insan hala odun ateşi ile su ısıtıyor, ve yemeklerini de bu ateşle pişiriyor.
सुबह-सुबह हमें अपने कमरे में एक बुज़ुर्ग बहन के चुपके से आने की आहट सुनायी देती, जो एक छोटे-से चूल्हे में आग जलाकर चली जाती।
Yaşlı hemşirenin her sabah erkenden küçücük sobayı yakmak için odamıza sessizce girdiğini duyuyorduk.
जी हाँ, वे याजक इतने लालची थे कि मंदिर के फाटक बंद करने या वेदी पर आग जलाने जैसी छोटी-सी सेवा के लिए भी पैसे माँगते थे!
Evet, o açgözlü kâhinler kapıları kapatmak ve sunak ateşini yakmak için para talep ederek mabetteki en basit hizmetler için bile ücret istediler!
दिलचस्पी की बात है कि कुछ पूर्वी देशों की भाषाओं में “जोश” दो शब्दों से मिलकर बना है, जिसका शाब्दिक अर्थ है “गर्म दिल,” यानी दिल में आग जलना
İlginç olarak bazı doğu dillerinde “gayret” sözcüğü “yanan yürek” anlamına gelen iki kelimeden oluşur.
हम कमरे के एक कोने में लकड़ियों की आग जलाते थे और उसी आग पर हम खाना बनाते और पानी गरम करते थे जो हमारे भाई बाल्टियों में लाते थे।
Odanın bir kenarında, yemek pişirmek ve su ısıtmak için odun yaktığımız bir ocak vardı; kardeşler suyu kovalarla taşırlardı.
हम अविश्वसनीय रूप से जुड़े विश्व में रहते हैं, सोशियल मीडिया के तेज़ी से बढ़ने के कारण, जो बेशक सामाजिक बदलाव की आग जलाने के लिए एक बहुत ही अच्छा माध्यम है।
Sosyal medyanın egemen, her şeyin ve herkesin iç içe olduğu bir dünyada yaşıyoruz, sosyal değişim yaratma arzumuzu besleyen bol kaynaklar bundan kaynaklanıyor.
जैसे आग जलाए रखने के लिए लकड़ियों की ज़रूरत होती है, वैसे ही यहोवा के लिए प्यार की लौ जलाए रखने के लिए ‘उसका ज्ञान’ लेते रहना ज़रूरी है।—नीतिवचन 2:1-5.
Odunun ateşi beslemesi gibi, “Tanrı bilgisi” de Yehova’ya sevgimizi güçlü tutar (Özdeyişler 2: 1-5).
फिर हमें घर में पिताजी की एक पुरानी बाइबल मिली और हमने अध्ययन करना शुरू कर दिया। अकसर हम मोमबत्ती की रोशनी में उस जगह अध्ययन करते थे जहाँ पर आग जलाने का अलाव था।
Babama ait eski bir Mukaddes Kitap bulduk ve onu incelemeye başladık; bunu çoğunlukla şöminenin etrafında mum ışığında yapıyorduk.
सूली पर एकसाथ आग से जलाकर मारने से लगभग २०० पुरुषों और स्त्रियों की मृत्यु हो गयी।
Yaklaşık 200 erkek ve kadın direklerde yakılarak topluca yok edildi.
लेकिन उन लोगों को मार डाला है कि आग बहुत जला दिया कभी नहीं.
Ama bu adamları öldüren yangınlar fazla bir şey yakmadı.
(२ कुरिन्थियों ११:२९, ३०) किस बात ने उसकी ‘आन्तरिक आग’ को जलता हुआ रखा?
(II. Korintoslular 11:29, 30) ‘İçindeki ateşi’ yanar durumda tutan neydi?
यदि कोई विवाह-साथी ढूँढ रहा है, तो वह “सन्त” ऐन्थोनी के आगे मोमबत्ती जला सकता है।
Bir kişi evlenecek birini arıyorsa, “Aziz” Antonio’ya bir mum yakabilir.
अंत होने पर पूरी पृथ्वी आग में जलकर राख हो जाएगी।
DÜNYANIN YANARAK YOK OLMASI DEĞİLDİR.
इसका क्या मतलब है कि जंगली पौधों को आग में जला दिया जाएगा?
Delicelerin yakılması ne anlama gelir?
“क्या परमेश्वर सचमुच लोगों को नरक की आग में जलाता है?”
Tanrı Gerçekten İnsanları Cehennemde Yanmaya Mahkûm Ediyor mu?”

Hintçe öğrenelim

Artık आग जलाना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.