Hintçe içindeki बंधन में रखना ne anlama geliyor?

Hintçe'deki बंधन में रखना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte बंधन में रखना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki बंधन में रखना kelimesi biberon, şişeye koymak, içki, bebekler için süt, şişe anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

बंधन में रखना kelimesinin anlamı

biberon

(bottle)

şişeye koymak

(bottle)

içki

(bottle)

bebekler için süt

(bottle)

şişe

(bottle)

Daha fazla örneğe bakın

जिन स्वर्गदूतों ने अपने उचित पद त्याग दिए, उन्हें “उस भीषण दिन के न्याय के लिए गहरे [आध्यात्मिक] अन्धकार में जो सदाकाल के लिए है, बन्धनों में रखा है।”
Kendi meskenlerini terk etmiş olan melekler, “büyük günün hükmü için ebedî bağlarla [ruhi] karanlık altında sakla”nıldı.
शिष्य यहूदा हमें बताता है कि उन्हें “उस भीषण दिन के न्याय के लिये अन्धकार में जो सदा काल के लिये है बन्धनों में रखा” गया है।—यहूदा ६.
İsa’nın öğrencisi Yahuda, onların ‘büyük günün hükmü için ebedî bağlarla karanlık altında saklandığını’ bize anlatır.—Yahuda 6.
परमेश्वर ने “उनको भी उस भीषण दिन के न्याय के लिए अंधकार में जो सदा काल के लिए है बंधनों में रखा है,” क्योंकि उन्होंने “अपने निज निवास को छोड़ दिया” था।
Tanrı, “kendi meskenlerini terketmiş olan” bu melekleri “büyük günün hükmü için ebedî bağlarla karanlık altında sakladı.”
उनके अनुचित, अप्राकृतिक व्यवहार के लिए सज़ा के रूप में उन्हें “टारटरस में” फेंक दिया गया, या जैसे यहूदा का वृत्तांत बताता है, उन्हें “उस भीषण दिन के न्याय के लिये अन्धकार में जो सदा काल के लिये है बन्धनों में रखा है।”—२ पतरस २:४, NW; यहूदा ६; उत्पत्ति ६:१-३.
Uygunsuz, doğaya aykırı davranışlarına ceza olarak ‘Tartarus’a’ atılmışlar ya da Yahuda’nın kaydının dediği gibi, ‘büyük günün hükmü için ebedî bağlarla karanlık altında saklanmışlardı.’—II. Petrus 2:4; Yahuda 6; Tekvin 6:1-3.
आज शादी के बंधन में वफादारी बनाए रखना आसान नहीं है।
Günümüzde evliliklerde vefa göstermeyi zorlaştıran birçok etken var.
उसने निष्कर्ष निकाला: “स्थायी वैवाहिक बंधन बनाए रखने में यहोवा के गवाह अन्य सम्प्रदायों के सदस्यों से ज़्यादा सफलता का अनुभव करते हैं। . . .
Bu araştırmacı şu sonuca vardı: “Yehova’nın Şahitleri, sağlam bir aile bağı korumak açısından diğer mezheplerin üyelerine oranla çok daha başarılı oluyor. . . . .
उसी तरह, मंडली में प्यार का बँधन मज़बूत बनाए रखने के लिए हममें से हरेक को मेहनत करनी होगी।
Benzer şekilde cemaatteki muhteşem sevgi bağı da her birimiz onu güçlendirmek için çalışmazsak zayıflar.
13 ‘अपने परिवार के बंधन को मज़बूत बनाए रखने के लिए मैं क्या कर सकता हूँ?’
13 ‘Aile bağlarını güçlü kılmak için ne yapabilirim?’
लेकिन शादी के बंधन के बारे में सिरजनहार जो नज़रिया रखता है, अगर आप उसे याद रखें तो इससे आपको काफी मदद मिलेगी।
Yine de Yaratıcımızın evlilik bağıyla ilgili görüşü size yardımcı olabilir.
7 कलीसिया में ऐसा बंधन कायम करने और उसे बनाए रखने के लिए ज़रूरी है कि उसके सभी सदस्य एक-दूसरे के करीब आएँ।
7 Cemaatte böyle bir bağın oluşması ve korunması için, cemaat üyelerinin birbirine yakın olması gerekir.
और अब, जब कार्बन बजट को वही रखने का बंधन है, याने की कुछ भागों में उत्सर्जन बडाना होगा, तो अन्य भागों में उत्सर्जन कम करना होगा
Eğer aynı değerde karbon bütçesiyle kısıtlıysak, bu da demek oluyor ki, dünyanın bazı bölgelerinde salınım artırılmalı, geri kalan bölgelerde ise azaltılmalı.
कुढ़न या जलन को विकसित होने देने के बजाय, माता-पिता दूसरे बच्चों को एक दूसरे के साथ अधिक घनिष्ठ बंधन बाँधने और सच्चा स्नेह रखने में मदद दे सकते हैं, जैसे-जैसे वे बीमारी के कारण खड़ी हुई स्थिति को संभालने में सहयोग देते हैं।
Kırgınlık ve rekabet duygularının gelişmesine izin vermektense, ana-babalar, diğer çocukların hastalığın neden olduğu durumla ilgili gerekeni işbirliğiyle yaparak aralarında daha sıkı bir bağ ve gerçek sevgiyi geliştirmelerine yardım edebilirler.
18 नबूकदनेस्सर के सपने में उस पेड़ को काट डाला गया था और उसके ठूँठ को सात कालों के लिए बँधनों में रखा गया था।
18 Nebukadnetsar’ın düşünde, büyük ağaç kesilip devrilmiş ve boy atmasını engellemek üzere çotuğu yedi vakitliğine çemberlenmişti.
उन्हें स्वर्ग में रहनेवाले अपने पिता के साथ एक मज़बूत बंधन कायम करना था और पृथ्वी पर इंसानों के लिए उसके मकसद को हमेशा मन में रखकर उसको पूरा करते जाना था।
Onlar, Tanrı’nın, yeryüzündeki insanlarla ilgili amacının tamamen bilincinde olarak ve onu yerine getirerek gökteki Babalarıyla güçlü bir bağ kuracaklardı.
अपने बीच शांति बनाए रखने की पूरी कोशिश करो जो तुम्हें एकता के उस बंधन में बाँधे रखती है जिसे तुम पवित्र शक्ति से हासिल करते हो। —इफि.
Barışın birleştirici bağı içinde, ruhun sağladığı birliği korumaya içtenlikle çaba gösterin (Efes.
“अच्छे स्वास्थ्य की सात कुंजियाँ हैं: सही चीज़ें खाएँ और पीएँ, नियमित रूप से व्यायाम करें, धूम्रपान न करें, पर्याप्त आराम करें, तनाव को नियंत्रण में रखें, मज़बूत सामाजिक बंधन बनाए रखें, रोग और दुर्घटनाओं का जोखिम कम करने के लिए समझदारी से एहतियात बरतें।”—डॉक्टर को बुलाने से पहले—३०० से ज़्यादा चिकित्सा समस्याओं के लिए सुरक्षित, प्रभावकारी स्व-चिकित्सा (अंग्रेज़ी), ऐन साइमन्स, एम. डी., बेबी हैसलब्रिंग, और माइकल कैसलमन द्वारा।
“Sağlık için yedi anahtar şunlardır: Doğru şeyleri yiyip-içmek, düzenli egzersiz yapmak, yeterince dinlenmek, stresle başa çıkmak, yakın sosyal ilişkiler geliştirmek ve hastalıkla kaza riskini azaltmak için uygun tedbirler almak.”—Before You Call the Doctor—Safe, Effective Self-Care for Over 300 Medical Problems, Anne Simons, M.D., Bobbie Hasselbring ve Michael Castleman.
माना जाता है कि उसके राजनीतिक और चर्च से संबंधित काम, शांति कायम करने, दुश्मन राज्यों को बराबर का अधिकार देने, पोप का समर्थन करनेवालों में दोस्ती का बंधन मज़बूत करने, और तुर्क के हमले से बचाने के लिए ईसाईजगत के राजाओं में एकता बनाए रखने के इरादे से किए गए थे।
Onun siyasal ve dinsel faaliyetleri, güya barışı koruma, rakip devletler arasındaki dengeyi sağlama, papalığı savunan müttefiklerle sahip olduğu ilişkiyi güçlendirme ve Osmanlı tehdidi karşısında Hıristiyan Âleminin hükümdarlarını bir arada tutma arzusundan kaynaklanıyordu.
“जो स्वर्गदूतों ने अपने पद को स्थिर न रखा बरन अपने निज निवास को छोड़ दिया, [परमेश्वर] ने उन को भी उस भीषण दिन के न्याय के लिये अन्धकार में जो सदा काल के लिये है बन्धनों में रखा है।”—यहूदा 6.
“[Tanrı] asıl konumlarını korumayıp ait oldukları mekânı terk eden melekleri, büyük günde infaz edilecek hükme kadar sonsuz bağlarla koyu karanlığa kapatmıştı” (YAHUDA 6).
जैसे कि इकट्ठे खानेवाले लोग आपस में एक बंधन स्थापित करते थे, वैसे ही बलि के पशुओं को खानेवाले, वेदी में सहभागी थे और मूर्ति द्वारा चित्रित किए गए पिशाच-देवता के साथ सहभागिता रखते थे।
Birlikte yiyen insanlar kendi aralarında bir bağ oluşturdukları gibi, hayvan kurbanlarına katılanlar, mezbaha iştirak eden ve putun temsil etmiş olduğu cin-tanrı ile irtibat kuran kimseler oldular.
(2 पतरस 2:4, NHT, फुटनोट) यहोवा ने उन्हें ‘सदा काल के बन्धनोंमें जकड़कर रखा है, इसलिए वे आध्यात्मिक अंधकार में पड़े हैं।
Petrus 2:4). Ruhi karanlıkta olmalarının nedeni Yehova’nın onları “sonsuz bağlarla” tutmasıdır.
बाइबल इस हकीकत को कबूल करती है कि शादी का बंधन बनाए रखने में कड़ी मेहनत लगती है।
Kutsal Kitap evliliğin zor bir şey olduğunu gerçekçi bir şekilde kabul eder.
जब एक पति अपनी पत्नी के साथ प्रार्थना करते वक्त ‘मन की बातों को खोलकर’ रख देता है, यानी परिवार के हालात को ध्यान में रखकर खास गुज़ारिश करता है, तो इसमें कोई शक नहीं कि उनका बंधन मज़बूत होता है।
Bir koca duasında ailesinin koşullarına özgü özel ricalarla ‘yüreğini döktüğünde’, kuşkusuz evlilik bağını güçlendirecektir (Mezm.
लगभग २,४०० वर्ष बाद, यहूदा ने इस घटना पर संक्षेप में टीका किया जब उसने लिखा: “फिर जो स्वर्गदूतों ने . . . अपने निज निवास को छोड़ दिया, उस ने उन को भी उस भीषण दिन के न्याय के लिए अन्धकार में जो सदा काल के लिए है बन्धनों में रखा है।”—यहूदा ६; २ पतरस २:४, ५.
(Tekvin 6:1-4; “Allah oğulları”nı tanımak üzere Eyub 1:6 ile karşılaştır.) 2500 yıl kadar sonra Yahuda bu olaya kısaca değinip, şunları yazdı: “Kendi meskenlerini terketmiş olan melekleri büyük günün hükmü için ebedî bağlarla karanlık altında sakladı.”—Yahuda 6; II. Petrus 2:4, 5.
हालाँकि ज़्यादातर लोग, शादी के बंधन में वफादारी निभाने के पक्ष में हैं, मगर सिर्फ 36 प्रतिशत लोग ही ऐसे हैं जिन्हें नाजायज़ संबंध रखने की बात गलत लगती है।—रोमियों 1:26, 27; 1 कुरिन्थियों 6:9, 10; इब्रानियों 13:4.
Evlilikte sadakat büyük çoğunluk tarafından onaylanmakla birlikte, evlilik dışı ilişkileri Fransızların sadece yüzde 36’sı kabul edilemez bularak kınıyor.—Romalılar 1:26, 27; I. Korintoslular 6:9, 10; İbraniler 13:4.
पौलुस के निर्देशों पर गौर कीजिए: “जो पुरुष विश्वास नहीं रखता, यदि वह अलग हो, तो अलग होने दो, ऐसी दशा में कोई भाई या बहिन बन्धन में नहीं; परन्तु परमेश्वर ने तो हमें मेल मिलाप के लिये बुलाया है।”
Pavlus’un yönlendirmelerine bakalım: “Eğer iman etmiyen ayrılırsa, ayrılsın; kardeş yahut kızkardeş bu gibi hallerde esaret altında değildir; fakat Allah sizi selâmette çağırdı.” (I.

Hintçe öğrenelim

Artık बंधन में रखना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.