Hintçe
Hintçe içindeki समय गुज़ारना ne anlama geliyor?
Hintçe'deki समय गुज़ारना kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte समय गुज़ारना'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Hintçe içindeki समय गुज़ारना kelimesi katlanmak, gereksinmek, istemek, ile ilgisi olmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
telaffuz dinle
समय गुज़ारना kelimesinin anlamı
katlanmak(do with) |
gereksinmek, istemek, ile ilgisi olmak(do with) |
Daha fazla örneğe bakın
हम एक साथ काफी समय गुजारने जा रहे हैं. Birlikte epey vakit geçireceğiz. |
उनकी आत्म-त्यागी मनोवृत्ति का अर्थ यह हुआ कि उन्होंने लाभकारी रूप से समय गुज़ारा, लेकिन कार्य दुष्कर था और प्रचार कार्य मुश्किल। Sahip oldukları özveri ruhu, vakitlerini yararlı şekilde değerlendirmelerini gerektiriyordu; fakat bunu yapmak hiç de kolay olmadı, üstelik vaaz etme işi de zor bir işti. |
उसने यह जानने के लिए कि क्या किसी विषय पर ध्यान देने की ज़रूरत है, परिषद् के पुराने कार्य-विवरणों के पन्ने पलटते हुए समय गुज़ारा। O geceyi, dikkat gerektiren bir konu olup olmadığını görmek amacıyla, eski meclis tutanaklarının sayfalarını karıştırarak geçirdi. |
कुछ पति-पत्नी को बिना कोई काम किए एकांत में एकसाथ समय गुज़ारना बहुत अच्छा लगता है और ऐसे वक्त पर वे ज़्यादा खुलकर बातचीत कर पाते हैं। Başka çiftler ise, herhangi bir iş yapmadan, birlikte sakin ve sessiz vakit geçirmeyi, sağlıklı iletişim için daha iyi ve yararlı bulabilirler. |
लेकिन अगर एक इंसान आराम करने, मनोरंजन करने और लोगों से मिलने-जुलने में हद-से-ज़्यादा समय गुज़ारे तो आध्यात्मिक बातों के लिए उसे फुरसत नहीं मिलेगी और उनमें वह दिन-ब-दिन ढीला पड़ता जाएगा। Bununla birlikte, vakti aşırı ölçüde boşa harcamak, eğlenmek ve sohbet etmek kişiyi yavaşlatarak ruhi uğraşlara giderek daha az vakit ayırmasına neden olabilir. |
उसने यह भी लिखा: “भला एक लड़की अपने सहेलियों और घर-बार से दूर अपना समय कैसे गुज़ार सकती है? Şöyle soruyordu: “Arkadaşlarından ve evinden uzakta olan bir genç kız zamanını nasıl geçirir? |
जो समय हमने वहाँ गुज़ारा उसे हम ने सात दुबली गायों का काल कहा।—उत्पत्ति ४१:३. Orada geçirdiğimiz günleri, yedi cılız inek dönemi olarak adlandırdık.—Tekvin 41:3. |
जितना समय हम नाव पर गुज़ारते थे, मैं बीमार रहती थी। Teknede geçirdiğimiz bütün zaman boyunca hasta oluyordum. |
▪“चुनौती देनेवाले इन समयों में, बहुत लोगों को गुज़ारा करना कठिन लग रहा है। ▪ Hayat şartlarının çok çetin olduğu bu günlerde birçok kişi geçimini sağlamakta güçlük çekiyor. |
एलीशा जितना हो सके उतना ज़्यादा समय एलिय्याह के साथ सेवा में गुज़ारना चाहता था Elişa sonuna kadar İlya’yla birlikte hizmet etmek istiyordu |
यह जानने के लिए, लंबे अरसे से यहोवा की सेवा करनेवाले भाई-बहनों से बात कीजिए। खासकर उनसे जिन्होंने अपनी ज़िंदगी के कई साल पूरे समय की सेवा में गुज़ारे हैं। Yehova’ya uzun zamandır hizmet edenlerle, özellikle de tamgün hizmette yıllardır çalışanlarla konuşun. |
यह बात उनकी समझ में आ गयी कि मसीहा इस पृथ्वी पर मनुष्य के रूप में गुज़ारे थोड़े समय के दौरान अपने विषय में सब भविष्यवाणियों को पूरा नहीं कर सकता था। Onlar, Mesih’in, insan olarak yeryüzündeki kısa vakti esnasında kendisi hakkındaki tüm peygamberlikleri yerine getiremeyeceğini anladılar. |
स्टैकहाउस के घर के बगीचे में बपतिस्मा का भाषण सुने हुए बासठ साल बीत चुके हैं, और हमने पूरे समय की सेवा में 60 साल गुज़ार दिए हैं। Hemşire Stackhouse’un bahçesinde vaftiz konuşmamızı dinlediğimizden bu yana 62 yıl geçti ve 60 yıl dolgun vakitle hizmet ettik. |
उसने सुबह का समय सामरिया के पहाड़ी देश में चलते हुए गुज़ारा था और कुएँ के पास थका-माँदा, भूखा, और प्यासा पहुँचा। O, bütün sabah yürüyerek tepelerle dolu Samiriye bölgesinden geçmiş, yorgun, aç ve susuz buraya varmıştı. |
परिवार एकता में रह सके इसके लिए एक सबसे उत्तम तरीका है इकट्ठे समय गुज़ारना। Bir ailenin birleşmiş bir durumda kalabilmesini sağlamanın en iyi yollarından biri, birlikte zaman geçirmektir. |
फ्रॅन्ज़ से कहा, जिन्होंने पूरे-समय की सेवा में ७० से ज़्यादा वर्ष गुज़ारे हैं: “आप विश्वसनीयता की एक बढ़िया मिसाल रहे हैं, भाई फ्रॅन्ज़।” Franz’a geçenlerde, “Birader Franz, sen sadakat konusunda mükemmel bir örneksin” dedi. |
इसलिए मैंने फैसला किया कि मैं टीचर की नौकरी करूँगी। इससे मेरा गुज़ारा भी हो जाएगा और मैं पूरे समय की सेवा भी कर पाऊँगी।” Bu nedenle de piyanist olmak yerine, geçimimi sağlamak için öğretmenlik yapıp, iyi haberi tamgün duyurarak hizmet etmeye karar verdim.” |
कहा जाता है कि यूनानी तत्त्वज्ञानी सुकरात का मानना था कि मरने के बाद इंसान “किसी अदृश्य लोक में चला जाता है और . . . बाकी का समय वहाँ देवी-देवताओं की संगति में गुज़ारता है।” Yunanlı filozof Sokrates’in, ölüm sırasında canın “görünmez [bir] yere gittiğine . . . . ve varlığının devamını tanrılarla birlikte geçirdiğine” inandığı söylenir. |
एक बार फिर पतरस उसी जगह पर था जहाँ उसने यीशु का चेला बनने से पहले अपनी ज़िंदगी का काफी समय गुज़ारा था। Petrus bir kez daha hayatının büyük kısmını geçirdiği göldeydi. |
इसलिए माता-पिता को चाहिए कि वे बच्चों के साथ समय गुज़ारें, सब्र से काम लें और अनुशासन देने का तरीका बहुत सोच-समझकर तय करें। Bu nedenle, ana babalar çocuklarına vakit ayırmalı, sabır göstermeli ve onları nasıl terbiye edeceklerini iyi düşünmeliler. |
योशिय्याह ने बचपन में अपने दादा के साथ कितना समय गुज़ारा, और जब उसके दादा ने सही मार्ग अपनाया तब उसकी उम्र कितनी थी, इस बारे में बाइबल कुछ नहीं बताती। Mukaddes Kitap ikisinin ne kadar birlikte olduğunu ve Manasse yollarını doğrulttuğunda Yoşiya’nın kaç yaşında olduğunu söylemez. |
उनकी मदद से मैं कम पैसों में लंबे समय तक गुज़ारा चला सकी।” Tavsiyeleri sayesinde elimdeki parayla uzun süre idare edebildim.” |
कई बार लोग अलग-अलग बातों के बारे में कुछ ज़्यादा ही सोचकर चिंता करते हैं, जैसे बीते समय में की गलतियों के बारे में, भविष्य में क्या होगा या फिर गुज़ारा कैसे चलेगा। İnsanlar geçmişteki hataları, gelecekleri ya da maddi konular hakkında kaygı çekebilir. |
उस समय हम 55 पार कर चुके थे। हमने करीब-करीब अपनी आधी ज़िंदगी डेनमार्क के प्यारे भाई-बहनों के संग गुज़ार दी थी इसलिए दोबारा अमरीका में बसना इतना आसान नहीं था। O sırada 60 yaşına yaklaşıyorduk ve ömrümüzün neredeyse yarısını Danimarka’daki sevgili kardeşlerimizle birlikte geçirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne dönmek bizim için hiç de kolay olmadı. |
उस साल से १९६९ तक, मैं अपना समय मंदिर और घर के बीच गुज़ारता रहा। O zamandan 1969’a dek yaşamım tapınakla ev arasında geçti. |
Hintçe öğrenelim
Artık समय गुज़ारना'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.
Hintçe sözcükleri güncellendi
Hintçe hakkında bilginiz var mı
Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.